Quantcast
Channel: Girişim Haber - Girişimcilik Ekosistemi
Viewing all 2581 articles
Browse latest View live

Tasarım Ofislerinin Ar-Ge Merkezleri Gibi Desteklenmesi Gündemde

$
0
0

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık; "10 kişilik bir tasarım ofisi kuran bir şirketi aynen Ar-Ge merkezi destekler gibi destekleyeceğiz." şeklinde konuştu.

Işık, "Ford Otosan Sancaktepe Ar-Ge Merkezi" açılışında Koç ailesini ve Ford Otosan'ı tebrik ederek, grubun başarısının ülkenin başarısı olduğunu söyledi.

Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisinin aynası olduğunu ifade eden Işık, Türkiye'nin otomotiv endüstrisindeki teknolojik dönüşümün uzağında kalamayacağını kaydetti.

AK Parti hükümetleri döneminde gayrisafi milli hasılanın (GSMH) 233 milyar dolardan 800 milyar dolar düzeyine yükseldiğini anımsatan Işık; "Ar-Ge harcamalarımızı 0,48'den yüzde 1 seviyelerine getirdik. Bunlar Türkiye için son derece önemli başarılardır ama bütün bunları Ford Otosan'la birlikte yaptık. Ford Otosan'ın başarısı Türkiye'nin hanesine yazıldı. Bunlar her birimizin ortak gurur duyması gereken sonuçlar ama Türkiye gibi bir ülkeye bu başarılar yetmez. Güçlü bir potansiyeli olan bir topluma bu başarılar yetmez, onun için 2023 hedeflerine odaklanmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Bakanlığın 2015-2018 dönemini kapsayan Sanayi Strateji Belgesi'ni hazırladığını belirten Işık, birinci dönem belgede yüzde 85'e varan başarının daha ileriye taşınmasının hedeflendiğini söyledi. Işık; "Şimdi 2. dönemde ise reform niteliğinde adımlar atıyoruz. Artık endüstrimize mühendislik doktorasını getirmek istiyoruz. Endüstride çalışan insanlarımız aynı zamanda doktora yapsın istiyoruz, artık uygulamalı yüksek lisansı getirmek istiyoruz. Artık üniversitede yükselme kriterleri arasında üniversite sanayi iş birliğini de bir kriter olarak koymak istiyoruz" diye konuştu.

"Türkiye Genelinde 180 Ar-Ge Merkezine Ulaşıldı"

Bilgi toplumuna ulaşmak için hükümet tarafından hayata geçirilen adımların sürekli güncellendiğini belirten Işık, şöyle devam etti: "Bu alanda hayata geçirdiğimiz en önemli alanlardan biri 2008 yılında çıkardığımız Ar-Ge Merkezleri Kanunu'dur. Ford Otosan'ın Ar-Ge çalışanı sayısına baktığımızda 2009-2010 arasında neredeyse ikiye katlanan bir sayı var. Her yıl belirli oranda artarken 2009'dan 2010'a geçişte sıçrama görüldü. Neden? Orada kanunu çıkardık ve dedik ki 'Ey Koç Topluluğu, ey Ford Otosan! Eğer sen Ar-Ge merkezi kurarsan senin yaptığın masrafların yaklaşık yüzde 40'ını devlet olarak ben finanse edeceğim.' Neden bunu söylüyoruz? Çünkü biliyoruz ki Ford Otosan kazanınca Türkiye kazanacak."

Ford Otosan Sancaktepe Ar-Ge Merkezi ile Türkiye genelinde 180 Ar-Ge merkezine ulaşıldığını belirten Işık; "Hedefimiz 500 Ar-Ge merkezi. Ulaşılan sayı iyi ama yeterli değil" dedi.

"Tasarım Ofisleri İle KOBİ'lere Destek Vereceğiz"

Işık, KOBİ'lere yönelik Tasarım Merkezi yasa tasarısının meclise sevk edildiğini anımsatarak, şu bilgileri verdi: "Özellikle Ar-Ge merkezi açma imkanı olmayan KOBİ'lerimizin tasarım ofislerine yoğunlaşması ve bu yolla kendi ürünlerinin katma değerini yükseltip satmaya yoğunlaşmasını hedefliyoruz. Meclise sevk ettik ama yoğun gündem nedeniyle henüz gündeme alınamadı maalesef. Ama inanıyorum ki meclis açılır açılmaz ilk ele alınacak kanunların başında tasarım ofisleri gelecek. Burada 10 kişilik bir tasarım ofisi kuran bir şirketi aynen Ar-Ge merkezi destekler gibi destekleyeceğiz. Hatta profesyonel Ar-Ge merkezinden hizmet alan KOBİ'lerimiz de vergi avantajlarından yararlanacak. Bunları yapıyoruz çünkü artık üretimimizi inovasyona dayandırmak zorundayız."

Son 12 yılda Türkiye'de orta sınıfın oranının yüzde 22'den yüzde 44'e çıktığını anlatan Işık, Türkiye'nin hızla refah toplumu olmaya ilerlediğini söyledi. Ar-Ge merkezleri Kanunu'na ilişkin bir yeni düzenlemeyi paylaşan Işık; "Araştırmacılarımız belirli bir saatte giriyor belli bir saatte çıkıyor. Onun dışında geçirdikleri zaman Ar-Ge'den sayılmıyor. Ama Ar-Ge'nin devamı niteliğinde olacak çalışmaları da artık Ar-Ge kapsamına alıyoruz. Bu, şirketlerimizin yoğunlaşmalarını sağlayacak. Bunun gibi pek çok adımı atacağız. Üniversitelerimizde Ar-Ge yapan hocalarımızın maalesef elde ettiği gelirlerin yüzde 50'si gidiyor. Şimdi diyoruz ki yüzde 5 Ar-Ge payı, yüzde 10 döner sermaye kesintisi… Gelir vergisini melir vergisini kestik. 'Hocam ürettiğin değerin gelirinin yüzde 85'ini kendin al' diyeceğiz. Niçin yapıyoruz bunu? Türkiye daha fazla Ar-Ge yapsın, inovasyona yoğunlaşsın diye yapıyoruz" bilgilerini aktardı.

"Projeler İş Paketlerine Bölünerek Start-up Firmalarına Verilecek"

Işık, artık devlete araştırmacı alarak Ar-Ge yapmanın mantıklı olmadığını, bütün projelerin iş paketlerine bölünerek start-up firmalarına verileceğini anlattı. Işık, Ar-Ge'de özel sektörü çok daha fazla oyunun içine çekeceklerini belirtti.

TÜPRAŞ'ın özelleştirmesine karşı çıkanların yakalanan istihdamı ve üretim düzeyini görerek gelinen noktada mahcup olduklarını söyleyen Işık, aynı üretken mantığı Ar-Ge'nin yoğunlaştırılması için de uygulamak istediklerini kaydetti.

Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden mezun olan gençlerin büyük şirketlerin iş tekliflerini geri çevirdiği gün Türkiye'nin üst lige çıkacağını anlatan Işık, çalışmaların tüm kulvarlarda sürdüğüne dikkati çekti.

İlkokullara kod yazma derslerinin bir an evvel konulması için Milli Eğitim Bakanlığı'yla görüşme halinde olduklarını bildiren Işık; "Artık maliyetlerin önemli bir kısmı yazılım alanında… Bu çapa Türkiye'nin tamamını hazırlamak zorundayız. Teknolojiyi tüketen bir nesil değil, teknolojiyle dost ve bunun üzerine koyan, üreten bir nesil istiyoruz."

sanayi.gov.tr kaynaklı haberimizi tasarım ofisi kuran şirketlerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


İSO: Yeni Ekonomik Hikaye İçin Eximbank Desteği Önemli!

$
0
0

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi nisan ayı olağan toplantısı, “İhracat ve Sanayi Odaklı Yeni Bir Ekonomik Hikayede Finansmanın Rolü ve Önemi” ana gündemi ile İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay başkanlığında gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya Türk Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan konuk olarak katıldı.

Bahçıvan konuşmasında, 2023’te ihracatçılara 80 milyar dolar destek sağlama hedefi taşıyan Eximbank’ın sanayicilerin rekabet gücüne ve katma değer yaratma kapasitesine sağlayacağı katkının nicelik ve nitelik olarak artmasını umut ettiklerini söyledi. Euro Bölgesi’nde düşük talep, Rusya ve Orta Doğu’da yaşanan jeopolitik çatışmalar, sermaye hareketlerinin yavaşlaması ve kurdaki belirsizlikler gibi faktörlerin ihracatçıların ve sanayicilerin karlılığını sınırlandırdığına dikkat çeken Bahçıvan; “İçinde bulunduğumuz finansal çalkantı döneminde ihracatçı sektörlerimizin desteklenmesi çok önemli bir ihtiyaç. Ekonomik büyüme için para politikalarının, düşük talep sorununu çözecek ve potansiyel büyümeyi artıracak adımlarla desteklenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Uzun Vadeli İşlemlerde Sigortalanan İşlemler Artmalı

İSO olarak her fırsatta Türkiye ekonomisinin yeni bir hikaye yazmak zorunda olduğunu söylediklerini hatırlatan Bahçıvan; “Yeni ekonomik hikaye ileri teknolojiyi, katma değeri yüksek ürünlere dayalı üretimi esas alıyor. Bu noktada Türk Eximbank gibi ihracat kredi kuruluşlarının sağlayacağı destek çok önemli. Şu anda reel sektör bakımından en kritik ve kırılgan nokta; firmaların bilançolarındaki yabancı kaynaklı borçlanmadan oluşan plasman yapısı. Türk Eximbank’ın ‘İhracat Kredi Sigortası Programları’ çerçevesinde ihracatçılarımızın yurtdışı satışlarından kaynaklanan alacaklarını güvence altına alınması, yeni pazarlara açılabilmemiz ve mevcut pazarlarımızı koruyabilmemiz açısından çok önemli” dedi.

Eximbank’ın ihracatçılara daha yakın olmak için gerçekleştirdiği açılımları memnuniyetle karşıladıklarını da dile getiren Bahçıvan, bankanın özellikle KOBİ’lere yönelik döviz kredilerinde sağladığı faiz indirimlerinin zorlu maliyet koşullarına yönelik duyarlılığının bir göstergesi olduğunu da söyledi. Bahçıvan; “Eximbank’ın uluslararası işbirliklerine girmesi ve yurtdışından doğrudan finansman sağlaması için statü değişiklikleri yapılmalı, daha yaratıcı bir kurumsal yapı oluşturulmalıdır” diye konuştu.

Dolardaki yükselişten bahseden ve son zamanlarda ekonomik olarak kritik dönemlerden geçtiğimizi ifade eden İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise şunları dile getirdi: “Türk Eximbank’ın verdiği destekle 2 kere 2’yi 8 yapmaya çalışıyoruz. Sanayide yeni bir hikaye yazmanın peşindeyiz. İSO olarak sanayi odaklı bir dönüşümün mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bunun için kaynak politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. İhracatta daha fazla yerli katkının artırılmasını arzu ediyoruz. Nitelikli ihracatı artırmayan bir Türkiye, patinaj yapmaya mahkum kalır.” İhracatçının finansman sıkıntısının aşması için Türk Eximbank’ın önemine değinen Okyay, 2000’li yıllarda yazılan başarılı hikayenin ardından bugünkü zorlu koşullarda yeniden bir başarı hikayesi yazılabileceğini sözlerine ekledi.

Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan yaptığı konuşmada Dünya ve Türkiye ekonomisinin genel gidişatını değerlendirdi. Kaplan, kurun aynı seviyede kalması halinde ihracatı 12 milyar dolar, ithalatı da 12,5 milyar dolar aşağı yönlü etkileyeceğini söyleyerek küresel kriz sonrası dünyada potansiyel büyümenin düştüğüne ve kriz öncesi büyüme trendine dönülemediğine de dikkat çekti. 2014 yılında büyümeye en büyük katkının ihracatçıdan geldiğini hatırlatan Hayrettin Kaplan buna karşın Türkiye’de yatırımların payının diğer gelişen ülkelere kıyasla düşük seyretmeye devam ettiğini kaydetti.

Kaplan konuşmasında “Düşük yatırımlar imalat sanayi üretiminin artmasını sınırlandırıyor. Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı payın artışı durdu. Bu payın artması sanayide verimliliğin artmasına bağlı. Verimlilik artışı da yatırımlara bağlı olarak gerçekleşiyor” dedi. Hayrettin Kaplan son dönemdeki kur artışının rekabet gücü kazandırarak ihracatı olumlu etkilediğini ancak bu etkinin kur artışının enflasyona yansımasıyla ihracatçıların maliyetini artırdığını dolayısıyla kısa vadeli olacağını belirtti.

İhracat sektörüne 2014 yılında toplam 31,1 milyar dolar kredi/sigorta desteği sağladıklarını vurgulayan Türk Eximbank Genel Müdürü Kaplan, yeni geliştirdikleri ürünlerden örnekler verdi. Bu örnekler arasında reeskont kredisi, sevk sonrası reeskont kredisi, ihracata yönelik yatırım ve işletme sermayesi kredisi, marka kredisi, kısa vadeli yurt içi kredi sigortası ve alıcı kredisi programları bulunuyor.

Sanayicilerin Türk Eximbank’a önerileri maddeler halinde şöyle:

  • Orta vadeli sermaye malı ihracatı odaklı alıcı kredileri programları genişletilmeli,
  • Yüksek teknolojili ürün ihracat kredi programları uygulanmalı, yurt dışında yatırım yapan, katma değeri yüksek ürün ihraç eden, Ar-Ge ve Ür-Ge harcamaları olan firmalar azami ölçüde desteklenmeli,
  • Sermaye malı ihracatında navlun-lojistik-depolama finansmanı için özel programlar çerçevesinde 1 yıl vadeli satıcı kredileri kullandırılmalı,
  • Kısa vadeli sevk öncesi ve sevk sonrası kredi vadeleri korunmalı, faiz oranları asgari seviyelerde (DTÖ kuralları ile uyumlu) uygulanmalı, teminat mektubu tutarının yüzde 95’ine kadar kredi kullandırılmalı,
  • Kendi markası ile ve kendi perakende birimleri ile yurt dışında satış yapacak olan ihracatçılara 2 yıl vadeli paket programlar içinde ihracat kredisi kullandırılmalı, Turquality programında tarif edilen iş aşamaları ile uyumlu kredilendirme sağlanmalı,
  • Yakın ve komşu pazarlar ile yeni pazarlarda ve Serbest Ticaret Anlaşması imzalanacak/imzalanan pazarlarda seçilmiş bankalar ile yapılacak işbirlikleri kapsamında Alıcı Kredileri sigortalanmalı,
  • Satıcı kredilerinin sigortalanmasında KOBİ sigorta primleri indirilmeli,
  • Yakın ve komşu pazarlar ile yeni pazarlarda ülke programları kapsamında ihracat alacakları ticari ve politik risklere karşı sigortalanmalı,
  • Yurtdışı taahhüt işleri yapanlar ile ihracatçıların sorunlu hale gelen ihracat alacaklarının tahsilatı için uluslararası kurum ile de işbirliğine gidilerek bir tahsilat sistemi kurulmalı.

Haberimizi ihracat ve sanayi sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Gedik Girişimcilik 2015 Zirvesi 29 Nisan'da Gerçekleşti!

$
0
0

Girişimicliğin yaygın bir biçimde geliştirilmeye çalışıldığı günümüzde genç insanların girişimci düşünce yapılarını harekete geçirmek ve girişimcilik kültürünü oluşturma ve yaygınlaştırma amacı ile İstanbul Gedik Üniversitesi "Girişimcilik Kulübü" tarafından düzenlenen Gedik Girişimcilik 2015 Zirvesi, 29 Nisan 2015 Çarşamba günü Gedik Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu konferans salonunda gerçekleştirildi.

Gedik Üniversitesi Girişimcilik Kulübü'nün düzenlemiş olduğu 2015 Girişimcilik Zirvesi sinerjisi yüksek bir katılımcı grubu tarafından izlenildi. Açılış konuşmasını yapan Kulüp Başkanı Yusuf Hacıcaferoğlu'nun ardından Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Berrak Kurtuluş'un konuşmasıyla devam eden program İstanbul Milletvekili Osman Boyraz'ın ve Tuzla Belediye Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Çeliker katılımcılara yönelik konuşmalarını gerçekleştirdi.

Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik'in konuşmalarının ardından Desnet Yazılım Ceosu, Televizyon Programcısı ve Sunucusu, Köşe Yazarı Ömer Ekinci'nin gençlere yönelik sunumu ile devam eden programda katılımcılar birbirinden farklı hikayeleri ve örnekleri dinleme imkanı buldular. Eğitimin ve öğretimin önemine değinilen akademik yaşamın toplum yaşamı için ne kadar önemli olduğu vurgulanan, bu ve buna benzer etkinliklerin sürekli olarak yapılmasının kıymetinin vurgulandığı program Dimes, Ofçay ve Gagoz'un ikramlarının yanı sıra British House'da İngilizce eğitimine destek vermek maksadıyla stand açmak suretiyle hizmet verdiler. Program katılımcılara TEMA Vakfı tarafından isimlerine dikilmiş fidanların beratının takdimi ve günün anısına çini tevdi edildi.

Program ardından isteyen öğrenciler konuşmacılarla fotoğraf çekildi ve bu değerli konuklarla keyifli bir çay sohbetinde akıllarda kalan soru işaretleri giderildi. 

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Fikri Işık: "TÜBİTAK Başvurularını Kolaylaştırıp Bürokrasiyi Azaltacağız"

$
0
0

Bilkent Cyberpark’ta, ‘Cyberpark Hızlandırıcı Programı’ (CAP) girişimcileri ile bir araya gelen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 2015 yılında daha çok girişimciye ulaşabilmeyi amaçladıklarını dile getirdi. Işık, TÜBİTAK ve TEYDEB başvurularını kolaylaştıracaklarını ve bürokrasiyi ortadan kaldıracaklarını ifade etti.

Bilkent Cyberpark tarafından bu sene başlatılan ve yazılım alanında faaliyet gösteren firmalar için özel olarak tasarlanan Türkiye’nin ilk hızlandırma programı ‘Cyberpark Hızlandırıcı Programı’nın, Birinci Amerika Kampı’nı tamamlayan girişimciler Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile bir araya geldi. Girişimciler, Bakan Işık’la deneyim ve tecrübelerin paylaştı.

Perşembe günü Bilkent Cyberpark’ta gerçekleşen toplantıya Bakan Işık’ın yanı sıra, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardım Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, KOSGEB Başkan Yardımcısı Yusuf Keskin, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Dr. Orkun Hasekioğlu ve Bilim Teknoloji Genel Müdürü Doç. Dr. İlker Murat Ar’ın, Bilkent Üniversitesi Rektörü Abdullah Atalar ve Ulusal Manyetik Rözenans Araştırma Merkezi (UMRAM) Direktörü Ergin Atalar da katıldı.

Işık: “2015’te Daha Çok Girişimciye Ulaşabilmeyi Amaçlıyoruz”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık,  girişimcilerin proje ve ürünleri hakkında detaylı bilgi aldı. Işık, başta teknolojik ürün yatırımı olmak üzere ekosistemde yaşanan sorunları dinleyerek bunların giderilmesine yönelik yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Türkiye’de girişimcilik açısından oldukça yüksek bir potansiyelin bulunduğunu belirten Bakan Işık, TÜBİTAK ve TEYDEB başvurularını kolaylaştıracaklarını ve bürokrasiyi ortadan kaldıracaklarını vurguladı. Girişimcilere verilen destek süreçlerinde ‘güvenin esas alınıp denetim mekanizmalarının sıkılaştırılması gerektiğini’ de ifade eden Işık, en büyük amaçlarının 2015 yılında daha çok girişimciye ulaşabilmek olduğunu sözlerine ekledi.

11-18 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen Amerika Kampı’ndan henüz dönen girişimciler CAP Hızlandırma programı sayesinde Amerika pazarına nasıl açıldıklarını, global pazarlara yönelik eksikliklerini ne kadar iyi tespit ettiklerini paylaştılar. Programın stratejik ortaklık fırsatları sunmasına ek olarak, Amerika’daki yüksek teknoloji yatırım olanaklarını da daha iyi anlamaya yönelik tasarlandığını vurgulayan girişimciler, program kapsamındaki eğitim ve faaliyetlerin oldukça yararlı olduğunun altını çizdi.

Yazılımcılar, Haziran’da İkinci Kez ABD Yolcusu

CAP kapsamında Haziran ayında İkinci Kamp için yeniden Amerika yolcusu olan girişimcilerin büyük hedefleri bulunuyor. 16 hafta olmak üzere tasarlanan ve yalnızca yazılım alanında faaliyet gösteren firmaları hedefleyen programın 2015 ekibi arasında DoMajor, ECAN, Seozeo, Bilişim Garaj Akademisi, Bama Teknoloji, Labris Networks, NCS.Net gibi ODTÜ Teknokent, Gazi Teknopark ve Bilkent Cyberpark’tan firmalar yer alıyor.

Dünya kaynaklı haberimizi TÜBİTAK ve TEYDEB desteklerinden faydalanmak isteyen okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

3. Sosyal Medya Zirvesi İstanbul'da Gerçekleşti!

$
0
0

İlki Marmara, ikincisi İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Sosyal Medya Zirvesi’ etkinliğinin üçüncüsü 24 Nisan Cuma günü İstanbul Şişli Kent Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Günümüz dünyasının parlayan yıldızı sosyal medya ve dijital mecralar üzerine merak edilen birçok konunun konuşulduğu etkinlikte alanında uzman birçok konuşmacı yer aldı. Zirve içeriği ve konuşmacılarıyla büyük ilgi gördü. Açılışını Moof Dijital Pazarlama Ajansı Kurucusu Yasin Kaplan ve Littera Ajans Kurucu Ortağı Tuba Tırın’ın gerçekleştirdiği etkinlikte, altı oturum ve iki panel gerçekleşti.

İlk oturum Yalçın Arı ile başladı. En çok ilgi gören oturumlardan biri Bilgi ÜniversitesiÖğretim Üyesi Ercüment Büyükşener'in oturumu oldu. ‘Nedir bu sosyal medya?’ sorusuna değinen Ercüment Büyükşener; sosyal medyanın ne olduğunun yanı sıra ne olmadığının da altını çizerek, dikkat edilmesi gereken noktalara değindi.

Gazeteci Deniz Ergürel, bizi dört duvar arasına hapseden eski habercilik anlayışının değişim ve dönüşümünü paylaştı ve hemen ardından, ‘Sosyal Medya’nın Sosyolojisi’ sunumu ile akademik bilgisini sosyal medya ile harmanlayan Başak Temel, sosyal medyanın ve sosyolojinin birbirini ne denli etkileyip dönüştürdüğünün örneklerini paylaştı.

Türkiye’de ilk Sosyal Medyada hakaret davasını kazanarak emsal teşkil eden Manken ve Şarkıcı Nilay Dorsa; hukuksal süreç detaylarını anlatarak, ünlülerin hayran kitlesi ile doğru sosyal medya iletişimi kurması üzerine konuşma yaptı.

Beybin Esen moderatörlüğünde gerçekleşen “içerik pazarlaması” konulu oturumda; Devletşah Özcan, Fatmanur Erdoğan ve Hakkı Alkan konuk oldu ve içerik pazarlaması üzerinde keyifli bir söyleşi gerçekleşti. Günün son oturumunda ise “Sosyal Medya’da Kitle İletişimi” konuşuldu. Sosyal medya fenomenlerinden, Halil Söyletmez, Nafer Ermiş ve Şahangiller konu üzerine deneyimlerini paylaştılar. Uluslararası boyutta büyüme hedefiyle ilerleyecek zirvenin dördüncüsü 2015 Aralık ayında düzenlenecek.

Sosyal Medya Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.sosyalmedyazirvesi.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi sosyal medya sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TAYSAD: "Ekonomimizin İtici Gücü; İyi Yönetilen Aile Şirketleridir"

$
0
0

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) tarafından geçtiğimiz günlerde düzenlenen ‘Aile Şirketlerinde İyi Yönetim Çalıştayı’ nda konuşan TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu,“Dünyanın en büyük 500 şirketinin yüzde 40’ını aile şirketleri oluşturuyor. Söz konusu tablo içerisinde ülkemizle ilgili bir değerlendirme yaptığımızda karşılaştığımız en büyük problem, aile şirketlerinin bir sonraki nesle devredilememesidir” dedi.

Toplantıda şirket sahipleri ve hissedarlarının, şirketleri yönetirken dikkat etmesi gereken konuların yanı sıra gözetim mekanizmaları, insan yönetimindeki kritik noktalar, çıkar çatışmalarının nasıl yönetilmesi gerektiği, şirketlerin kurumsal yönetim olgunluk seviyelerinin belirlenmesi konuları masaya yatırıldı.

Konuşmasında ailenin nüfusunun iyi yönetilmesinin, kurumsallaşma sürecinde kritik bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken TAYSAD Başkanı Dr. Dudaroğlu, “Aile bireylerinden oluşan tepe yönetiminin davranış bütünlüğü, profesyonelleşmesi ve gelecek nesillere devir planlaması, şirketlerimizin kurumsallaşmasını sağlarken, sürdürülebilir başarıyı yakalamalarını da mümkün kılacaktır” dedi.

“Şirketlerimiz, Aile Anayasalarını Oluşturmalıdır”

Dr. Mehmet Dudaroğlu konuşmasında aile şirketlerine tavsiyelerini şu şekilde aktardı:“Aile şirketlerinin varlığını sürdürmesi noktasında kuruculara olduğu kadar, yeni nesile de önemli görevler düşmektedir. Büyüklerin tecrübesini gençlerin dinamizmleri ile harmanlamaya elverişli bir ortam oluşturulması gerekmektedir. Aile şirketine katılacak yeni üyelerin şirket dışında, 3 ila 5 yıl kendilerini yetiştirmeleri sağlanmalıdır. Aile anayasası, şirket anayasası, adil gelir dağılımı ve servet yönetimi, aile şirketlerinde mutlaka hayata geçirilmelidir”

Dudaroğlu, “Aile şirketlerinde güven önemli bir yere sahiptir. Bir alman atasözü der ki; Güven çok iyidir fakat denetim ondan daha iyidir. Yani aile bireylerine güvenmek şirketlerde ne kadar önemli olsa da denetimi hiçbir zaman elden bırakmamak gerekir” diye konuştu.

Aile Şirketlerinde Kuşaklar Arasındaki Fark

Deloitte Eğitim Yönetici Direktörü Fazıl Oral, “Türk ekonomisinde sayısı az da olsa Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulmuş ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna tanıklık etmiş aile şirketleri var. 237 yıllık Hacı Bekir Lokumları Türkiye'nin en eski markası. Ülkemizde uzun ömürlü aile şirketlerine pek rastlanmasa da asırlardır ayakta duran markalarımız da yok değil. Toplumumuzda ‘1’inci kuşak kurar, 2’nci kuşak geliştirir, 3’üncü kuşak batırır’ söylemi ve algısı hakim. Fakat Türkler, liderlik vasıfları güçlü bir topluluktur çünkü göçebe yaşamış bir toplum olarak sürekli hareket halinde olmuşlardır. Dolayısıyla şirketlerde kurucu ile hissedar arasında emek açısından fark vardır. Kurucu yokluk kavramı içerisinde bir varlık oluştururken, hissedarlar var olanı sürdürebilme gayreti gösterir. Ailelerde birinci kuşak ikinci kuşakta, bağlılığı değil bağımlılığı tercih ediyor. Bunun böyle olması doğru olmamakla birlikte ikinci kuşaktan beklenilmesi gereken geliştirme ve sürdürülebilirlik üzerine yönetim stratejisi oluşturmak olmalıdır” dedi.

“Patron İktidara, Profesyonel İtibara Sahip Olmalıdır”

Oral, “Türkiye’de kurumların bulunduğu safhaya bakacak olursak; vizyon ortak fakat enerji dağınık. Bu durumu gelişmiş ülkelerdeki gibi ortak vizyon, ortak enerji düzeyine yükseltmek, aile şirketlerindeki çatışma olgusunun ortadan kalkmasını sağlayacak, dolayısıyla uzun ömürlü, ülke ekonomisine önemli katkısı olacak şirketler oluşacaktır. Söz konusu altyapıyı oluştururken göz önünde bulundurulması gereken bir diğer önemli husus da hissedar konumundaki bireyleri akademik başarılarıyla sınıflandırmak. Ülkemizde akademik kurumlar hayata hazırlamaktan öte sınav odaklı yapıdadır. Dolayısıyla akademik başarısı yüksek bireylerin, şirketi doğru yöneteceği yargısı yanıltıcı olmaktadır” diye konuştu.

Oral, “Kurumsal yapılarda yöneten ve yönetilen profili, başarının da yönünü belirlemektedir. Patron ve profesyonellerin amacı, hedefleri yönetmektir. Bu doğrultuda; patron sermaye, profesyonel beceri sahibidir; patron servetini, profesyonel işini yönetir; patron iktidara, profesyonel itibara sahip olmalıdır. Ülkemizde eğitim düzeyinin düşük olması, başarının yönünün negatif yönde olmasına neden olmuştur” dedi.

TAYSAD hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.taysad.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Boğaziçi EnterPrize Girişimcilik Yarışması'nın Kazananları Belli Oldu!

$
0
0

Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü, Türkiye çapında organize ettiği girişimcilik yarışmasının kazananlarını Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdiği Final Töreni’nde açıkladı. Finale kalan 10 proje, toplam 50.000 TL’lik maddi ödülün yanı sıra melek yatırımcılar tarafından projelerinin hayata geçmesi noktasında yatırım alma ve Silikon Vadisi’ne gitme şansını yakaladı.

Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü(BUİK), bütün bir akademik yıl boyunca devam eden yarışmanın sonunda 4 Mayıs Pazartesi günü gerçekleşen final töreniyle ödüller sahiplerini buldu. Türkiye çapında düzenlenen ve farklı etaplardan oluşan Boğaziçi EnterPrize Girişimcilik Yarışması’nda, 296 başvuru arasından sıyrılan 10 ekip final etabına katılmaya hak kazandı.

EnterPrize Girişimcilik Yarışması’nda 12 Mart-27 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen üçüncü ve son etabında finalistler yoğun bir eğitim programına katılma fırsatı yakalarken, alanlarına özel atanan Headguides ve Advisors mentorluğunda projelerini geliştirme fırsatı buldular. 27 Nisan Pazartesi günü Değerlendirme Heyeti önünde gerçekleştirilen canlı sunumların ardından ödül töreninde bir araya gelen finalistler ödüllerini almanın heyecanının yanı sıra, iş dünyasının önde gelen isimleriyle networking imkanı buldular.

Katılımcılar aynı zamanda, Endeavor Türkiye Genel Sekreteri Didem Altop’un moderatörlüğünde Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Profesör Doktor Ayşegül Toker, Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç ve Vestel Yönetim Kurulu üyesi Cengiz Ultav’ın katılımlarıyla gerçekleşen panelde, Türkiye’de Girişimcilik hakkında değerli fikirleri dinleme imkanı yakaladı.

EnterPrize Girişimcilik Yarışması’nın Kazananları

Akıllı Şehircilik kategorisinden yarışmaya katılan ve birinci olarak tamamlayan Raylı Sistemlerde Vibrasyon Analizi projesi, raylı sistemlerde arıza bulma ve oluşabilecek tren kazalarına karşı önlem oluşturma amaçlı yazılımlar üretmekte. Hayat ve Sağlık Bilimleri kategorisinde, buzağıdan elde edilen parametrik verileri inceleyerek en uygun beslenme açısı ve mama sıcaklığını ayarlayarak hayvan zaiyatlarının önüne geçmesi amaçlı tasarladıkları araçla Smart Mom ikincilik ödülünü kazandı. İleri teknoloji kategorisinde, mıknatıslar yoluyla birleştirilebilen ve mühendis olmayan insanların da elektronik etkileşimleri kullabilmesini sağlayan elektronik yapı bloğu kütüphanesi Makeyüçüncülük ödülüne layık görüldü.

Yarışma sonucunda ilk 10’a verilen toplam 50.000 TL maddi ödüle ek olarak ilk 3 proje Silikon Vadisi’ne gitme ve yatırımcılar karşısında sunum yapma şansı kazandı. Bunun dışında pek çok gruba ekosistemin önde gelen kurum ve isimleri tarafından ofis ve mentorluk desteği ile melek yatırımcılara sunumlarını yapma gibi imkanlar da sağlandı.

EnterPrize Girişimcilik Yarışması hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.bogazicienterprize.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yerli Şirketler 2014'te 50'ye Yakın Yabancı Şirket Satın Aldı!

$
0
0

Geçen yıl satın aldıkları yabancı şirketler için 7 milyar dolarödeyen Türk şirketler, bu alanda kendi rekorlarını kırdı. Türk şirketler, 2014'te 50'ye yakın yabancı şirketi satın aldı.

Türk şirketleri 2014’te, yurtdışında şirket satın alma ve ortaklıklara 7 milyar dolar yatırdı. Son 5 yılda gerçekleşen toplam 16.5 milyar dolarlık satın almaların yarıya yakını geçen yıl gerçekleşti ve yıllık bazda rekor kırıldı. Bu rakama ulaşılmasının en önemli nedeni Yıldız Holding’in United Biscuits’i satın alması oldu.

Türk şirketlerinin satın almaları raporunu açıklamaya hazırlanan Deloitte’un Türkiye CEO’su Hüseyin Gürer, “2010-2014 döneminde Türk şirketleri yurtdışında toplam işlem hacmi yaklaşık 16.5 milyar dolar olan 175 satın alma işlemi gerçekleştirdi. Geçen yıl gerçekleşen 45-50 kadar işlemde yaklaşık 7 milyar dolarlık bir işlem hacmi oluştu” dedi.

Hüseyin Gürer, "2009 krizi sonrasındaki dönemde Türk şirketlerinin de pazarlarını çeşitlendirmek, global marka olmak, yeni ürün ve kanal sağlamak gibi sebeplerle yurtdışında çok çeşitli coğrafyalarda aktif yatırım stratejisine sahip olduğunu gözlemliyoruz. Özellikle gıda, üretim, altyapı ve madencilik sektörlerinde Türk yatırımcılar global pazarlarda satın almalar yaptılar" dedi.

Satın Almaların Yüzde 42'si Geçen Yıl Gerçekleştirildi

2010 - 2014 arasındaki toplam satın alma işlemlerinin 16.5 milyar dolar olduğu dikkate alındığında, bu işlemlerinin yüzde 42'sinin sadece bir yılda, 2014'te gerçekleştiği görülüyor. Türk şirketlerinin yurtdışı satın almalarında 2007 yılı büyük önem taşıyor. O yıl, bir Türk şirketinin yurtdışında yaptığı en büyük satın alma gerçekleşmiş, Ülker (Yıldız Holding) Godiva'yı 850 milyon dolara satın almış, Hürriyet'in TME'yi satın almasıyla birlikte yıllık bazda 1.5 milyar dolarlık değere ulaşıldı.

2008'de 16 satın alma oldu. En büyük iki yatırımdan birini Gübretaş, (İran'da 532 milyon dolar) diğerini de Turkcell (Belarus Telecom'a 500 milyon dolarlık yatırım) yaptı. Yıllık bazda, 1 milyar 545 milyon dolarla yıllık bazda 2007 düzeyinde kalınmıştı.

2009'da, global kiriz yılı nedeniyle satın almalar dibe vurdu. Sadece 6 satın alma oldu. Bunlardan beşinin değeri açıklanmadı. 2010'da 12 satın alma gerçekleşti. En büyük yatırımı Yıldırım Holding (Fransa'da 500 milyon dolarlık liman yatırımı) yaptı. Değeri açıklanan 7 işlemde 1.1 milyar dolarlık alım yapıldı.

2011'de 25 satın alma ve ortaklık işlemi oldu. En büyük işlemi Anadolu Efes'in SAB Miller'in Rusya operasyonlarını 1.9 milyar dolara satın alması oluşturdu. Yıllık bazda değeri açıklanan 15 işlemde 2 milyar 649 milyon dolarlık işlem oldu. Açıklanmayanlarla birlikte ilk kez yıllık bazda 3 milyar dolar seviyesinde alım oldu.

2012'de 51 şirket-marka satın alması oldu. Bunların çoğunun değeri açıklanmadı. Bu yıl, en büyük yatırımlarını, 6 ayrı yatırmda Genel Enerji yaptı. 2013'te Türk şirketleri 55 yabancı şirkete ortak oldu veya satın aldı. En büyük satın almaları Doğuş Holding, Astir Palace Greece'ı (598 milyon dolar), Yıldırım Holding'in madencilik yatırımları, (425 milyon dolar) ve Yıldız Holding'in Candy Company'i satın alması (221 milyon dolar) oluşturdu. 2013'te de birçok işlemin değeri açıklanmadı. Ancak Hazine kayıtları ve konuyu takip eden, bazı satın almalara aracılık eden uluslararası mali danışmanlık şirketi Deloitte'un verilerine göre 2010-2014 döneminde Türk şirketleri yurtdışında toplam işlem hacmi yaklaşık 16.5 milyar dolar olan 175 satın alma işlemi yaptı.

'Yabancı İlk Kez Politik Riski Sorgulamaya Başladı'

Deloitte Türkiye CEO'su Hüseyin Gürer'e, yabancı sermayenin Türkiye'ye ilgisi konusundaki izlenimleri de sorduk. Gürer, şöyle dedi: "Son dönemde yabancı yatırımcıların gözünde Türkiye'nin ülke riski arttı. Uzun yıllar sonra ilk defa politik riski sorgulamaya başladılar. Türk şirketleri ile ortaklıklara ve satın almalara olan ilgi devam etmekle birlikte, birçok yatırımcıda bekle-gör yaklaşımı hakim. Özellikle kur hareketi şirketlerin karlılık ve borçlanma yapılarını etkiledi, bu da yatırımcıları tedirgin ediyor ve değerlemelere de olumsuz yansıyor." Gürer, Türkiye'ye ilgili hangi ülke ve bölgelerden geldiğine ilişkin olarak da "Satın alma hareketinin ana kaynağı Avrupalı yatırımcılar. Ayrıca Körfez sermayesi ve Uzak Doğulu yatırımcılar da birkaç yıldır Türkiye'deki yatırım fırsatlarını düzenli olarak takip ediyorlar" diye konuştu.

Dünya kaynaklı haberimizi ekosistemimizdeki tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Milyonlarca Solucanla Organik Gübre Üretip Satıyor!

$
0
0

Balıkesir'in Bandırma İlçesi'nde, KOSGEB'ten aldığı kredi ile solucan gübresi üretimine başlayan İlknur Pazarcık, bu gübrenin kilosunu 4 liradan satıyor.

Bandırma'da yaşayanİlknur Pazarcık, eşiyle birlikte araştırma yaparken dünyada yaygın olarak üretimi yapılan, ancak birçok insanın bakmaya cesaret edemediği solucan gübresine ilgi duydu.

Dünya 50 Yıldır Biliyor

Solucan gübresinin dünyada 50 yıldır kullanıldığını belirten Pazarcık, "Bir metreküp bitkisel atığa, 50-60 bin solucan koyuyorum. Bu solucanların yedikleri atıklar, 1.5-2 ayda gübreye dönüşüyor. Solucan gübresi daha sonra konulan dorselerin altındaki elekten aşağı düşüyor. Bunları toplayıp, eleyip torbalayıp Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne satıyoruz." dedi.

Devletten Destek Aldı

2012 yılında KOSGEB'ten aldığı kredi ile bu projeyi yaşama geçiren Pazarcık, işini genişleterek Edincik Mahallesinde tesis kurmayı başardı. Halen 5 milyon adet solucanın bulunduğunu ve bunlardan ortalama 20 ton gübre ürettiğini söyleyen İlknur Pazarcık, AB ve ABD'nin ülkesinde solucan gübresi üretimine destek verildiğini söyledi.

Tamamen Organik Olan Gübre Seralar İçin Çok Önemli

Türkiye'nin bu sektöre teşvik vermesini isteyen İlknur Pazarcık, tamamen organik olan solucan gübresinin özellikle seralarda kullanımının çok önemli olduğunu dile getirdi. İşini severek yaptığını belirten Pazarcık,"Verimi en az ortalama yüzde 30 artırırken, 10-15 gün erken hasat imkanı sağlıyor. Solucanların organik artıkları tükettikten sonra ortaya çıkardığı atık olan 'solucan gübresinin' hiçbir kimyasal madde içermemesi nedeniyle tarımda doğal, organik üretim açısından büyük önem taşıyor. Toprakta kimyasal kirliliği ortadan kaldıran, verimi ortalama yüzde 30 artıran, toprağı yenileyen, rehabilite eden ve su tutma kapasitesini artıran solucan gübresini, her çiftçi üretebilir." dedi.

Türkiye'nin Dışa Bağımlılığını Azaltıyor

Pazarcık, solucan gübresi üretiminin artırılması ile birlikte kimyasal gübre üretiminde dışa bağımlı olan Türkiye'nin önemli döviz tasarrufu sağlayacağını belirtti.

5 Milyon Solucanı Var

Solucan gübresiüretiminde özellikle kırmızı solucanların kullanıldığını dile getiren Pazarcık, "50 yıldır dünyada kullanılan bu çok kıymetli ürün, Türkiye'de yaygın olarak bilinmiyor ve kullanılmıyor. 5 milyon solucanım var. Her gün 5 milyon işçi, hiç sigorta-yemek istemeden benim için üretim yapıyor. Solucan gübresi 1 metreküp bitkisel atığa 50-60 bin adet solucan koyuyoruz, 1,5-2 ayda gübreye dönüşüyor. Solucanların yedikleri atıklar gübre oluyor, gübre dorselerin altındaki elekten aşağı düşüyor. Bunları toplayıp, eleyip torbalayıp Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne satıyoruz. Normal şartlarda solucan gübresinin kilogramı 4 lira, ancak toptan satışlarda fiyatlar değişebiliyor." dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

birFİKRİNmiVAR? Girişimcilik Yarışmasının 9. Sezon Kazananları Belli Oldu!

$
0
0

Yapımcılığını Fuat Sami’nin üstlendiği Türkiye’nin en büyük girişimcilik yarışması birFİKRİNmiVAR? ekran hayatında 9. Sezonunu da tamamladı.

10. Sezon hazırlıklarına hız kesmeden başlayan birFİKRİNmiVAR?360 TV ekranlarında başarılı girişimcilerin hayallerini gerçekleştirmeye devam edecek. Yayın hayatına başladığı günden bu yana tam 30.000 girişimciye direkt olarak ulaşıp içlerinden milyon dolarlık başarı hikayeleri yaratan ve milyonlarca izleyiciye ulaşan “birFİKRİNmiVAR?”; yeni sponsorları ve yeni jüri üyeleri ile 10. sezonuna merhaba diyecek.

Binlerce başvurunun arasından iş fikirleri tek tek incelenerek ön elemelerden geçen girişimci adaylarına; program öncesinde verilen eğitim desteğinin yanı sıra, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ve KOSGEB’in desteği de sağlanmakta.

Ses getiren projelerin sunulduğu “birFİKRİNmiVAR?”, yayınlanan fikirlerle yurtdışındaki yatırımcıları da heyecanlandırıyor. Örneğin; geçen yılın kazananı olan “Hızlı Soğutma Cihazı” fikri bu yarışmayla fenomen olmuş ve 8 ülkeden yatırımcı bu projeye destek olmak istemiş.

Bu sezon ise VCR Eleme Makinaları projesi ile Serim Berke Yarar ve Kablosuz Enerji Transferi Projesi  ileMetin Ceylan isimli girişimler büyük ödülün sahibi olmaya hak kazandılar. Ayrıca daha yarışma bitmeden yatırımcılar ve milyonlarca liralık iş geliştirme fırsatları yakaladılar.

 "birFİKRİNmiVAR?" Yarışmasının Kazanan Girişimleri


VCR Eleme Makineleri

Yarışmaya İstanbul'dan katılarak finalist olmaya hak kazanan girişimci Serim Berke Yarar tarafından geliştirilen "VCR Eleme Makineleri" 1,000,000 microndan 20 microna kadar aynı eleme prensibini kullanarak çok verimli ve %60 enerji tasarrufuna varan elek makinesi olma özelliği taşıyor.


Kablosuz Enerji Transferi

Yarışmaya Afyon'dan katılarak finalist olmaya hak kazanan girişimciMetin Ceylan tarafından geliştirilen "Kablosuz Enerji Transferi" projesi ile enerji kablo olmadan kullanılan cihaza aktarılabiliyor. Belirli bir alanda üretilen elektirik kablosuz bir şekilde priz olmadan kullanılabiliyor. Bu proje ile telefonlar prizsiz şarj edilebiliyor. Proje hakkında daha detaylı bilgi edinmek istersenizburadaki röportajımızı okuyabilirsiniz.


"birFİKRİNmiVAR?" Yarışmasının 10.Sezon Başvuruları Başladı

Birbirinden iddialı fikirlerle ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan, ekonomi ve iş dünyasının önemli katılımlarıyla girişimciliğe verdiği destek ile adından söz ettiren yarışma programı “birFİKRİNmiVAR?” 9. Sezonuyla ekranlara şimdilik bir soluk molası verdi. Ancak bu süreçte ‘bir fikrim var’ diyen herkese hayallerini gerçekleştirmek için başvuru sürecini devam ettiriyor.

Sizin de bir fikriniz varsa ve ‘icat çıkartmakta üstüme yoktur’ diyorsanız hemen www.birfikrinmivar.com adresinden başvurularınızı yapabilirsiniz.

Haberimizi iddialı fikirleri olan tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

MÜSİAD 25 Yılın Yorgunluğunu Değil 250 Yılın Enerjisini Taşıyor!

$
0
0

Müstakil Sanayici ve işadamları Derneği (MÜSİAD), Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi'nde 25. Kuruluş Yıldönümü Özel kutlama Programı'nı bir dizi etkinlikle kutladı. Programa Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, MÜSİAD Yönetim Kurulu üyeleri, MÜSİAD kurucu üyeleri ile davetliler katıldı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “En çok heyecanlandığım husus, bu salonda bulunun MÜSİAD yöneticilerinin, bu 25 yılın yorgunluğunu değil önümüzdeki 250 yılın enerjisini taşımış olmalarıdır” dedi.

Bilim,Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “MÜSİAD Anadolu'daki, kendi halindeki küçük ve orta işletmeleri, girişimcileri önce bir Türkiye vizyonu ile buluşturdu, sonra da bu girişimcilere bir küresel vizyon kazandırdı” dedi.

MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, MÜSİAD'ın kuruluş zamanına işaret ederek, 90'lı yılların siyasal, toplumsal ve iktisadi açıdan, Türkiye'nin türbülanstan geçtiği bir dönem olduğunu söyledi.

MÜSİAD Yeni Logosu İlk Defa Sergilendi

25. yılına özel kurumsal kimlik çalışması gerçekleştiren MÜSİAD, yeni logosu ile logosunun hikayesini hologram teknolojisi kullanarak davetlilere ve basına duyurdu. Yeni logo davetliler tarafından beğenildi.

MÜSİAD 25. Yıl Belgeseli Davetlilerden Büyük Beğeni Aldı

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), 25. yılına özel etkinlikler kapsamında ‘MÜSİAD 25. Yıl Belgeseli’ni ilk defa etkinlikler kapsamında kutlamaya katılan davetlilerine izletti ve büyük beğeni kazandı. Ayrıca programa katılan davetlilere, belgesel filminin yanı sıra; Prestij Kitabı olan‘Türkiye’nin Yüz Akı’ kitabı, ‘25. Yılın Hikayesi’ kitabı, Çerçeve Dergisinin son sayısı ve MÜSİAD yeni logosunun bulunduğu rozet hediye edildi.

‘Ticaretimizle Dünya’ya Yön Vereceğiz’

MÜSİAD 25. Kuruluş Yıldönümü Özel kutlama Programı’nda açılış konuşması yapan MÜSİAD Kurucu Genel Başkanı Erol Yarar, MÜSİADüyelerinin ticari ahlakıyla dünyaya yön vereceğini söyledi. Yarar, “MÜSİAD’ın misyonunda yer alan ‘Yüksek Ahlak İleri Teknoloji’ sloganının uygulanmasının yansımalarını özellikle yurt dışı ziyaretlerimizde görüyoruz. Müslümanlığın ilk dönemlerinde ‘Yüksek Ahlak’ anlayışla hareket eden sahabe efendilerimiz İslam dinini ticaret sayesinde yaydılar. Ticaret toplumların çok çabuk etkileşime girmesine ve değişmesine neden oluyor. Bizlerde bu anlayışla hareket edersek dünya ticaretindeki bozulmaları önleyip onları ticaretlerinde etkileyebiliriz” dedi.

‘MÜSİAD Bir Başlangıç Değil, Diriliş Hareketidir’

MÜSİAD 25. Kuruluş Yıldönümü Özel kutlama Programı’nda açılış konuşması yapan MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, MÜSİAD'ın kuruluş zamanına işaret ederek, 90'lı yılların siyasal, toplumsal ve iktisadi açıdan, Türkiye'nin türbülanstan geçtiği bir dönem olduğunu söyledi. İş dünyasının o dönemde bir yönüyle, dağınık ve sahipsiz, bir başka yönüyle, tek sesli olduğuna dikkat çeken Olpak, “MÜSİAD, bu dağınıklığı ve tek sesliliği ortadan kaldırmak üzere bir antitez olarak değil, tez olarak, gündeme geldi ve iş alemine, yeni bir soluk verdi, ufuk çizdi. Hayalleri olmayanlar, başkalarının hayallerinin parçası olur. Başkalarının hayallerinin parçası olmayı reddeden, müstakillik fikrine gönül vermiş 12 işadamı, 25 yıl önce, Türkiye ile sınırlı olmayan bir işbirliğinin çatısını kurdu. Aslında bu, bir başlangıç değil, bir diriliş hareketiydi” dedi.

‘MÜSİAD Yeni Bir Zihniyet İnşa Etti’

MÜSİAD Başkanı Olpak, MÜSİAD'ın, kendi yağıyla kavrulan Anadolu'ya, "Sadece bir işveren örgütü olarak kalmayacağım" diyerek, müstakil, ümitvar, samimi, idealist, aşık ve dürüst bir anlayışla, ekonomik birlikteliğin ötesinde, milletin değerlerine sahip bir STK olarak, yeni bir zihniyet inşa ettiğini ifade etti. Olpak, “Bu vesileyle, kadim ve gönüllü yürüyüşümüzde, öncelikle, bu yürüyüşü başlatan 12 kişilik kurucu heyetimiz, Erol Yarar, Ali Bayramoğlu, Natık Akyol, Şekip Avdagiç, Abdurrahman Esmerer, Mahmut Ensari, Halil Ayan, Mehmet Gönenç, Cihangir Bayramoğlu, Mehmet Turgut, Ahmet Yıldırım, Arif Gülen ve sonrasında bu bayrağı taşıyan Başkanlarımız, Ömer Bolat ve Cihat Vardan'dan, en yeni üyemize kadar, bize destek veren, gönlünü ve yüreğini koyan herkese, candan teşekkür ediyor, vefat edenlere, Cenab-ı Hak'dan rahmet diliyorum” diye konuştu.

‘Geride Kalan 25 Yılda Önemli Bir Boşluğu Doldurduk’

MÜSİAD'ın, geride bıraktığı 25 yılda, hem çok önemli bir boşluğu doldurduğu, hem de zor bir görev ifa ettiği değerlendirmesinde bulunan Olpak, var olan hedef ve hayalleri olduğunu, gerektiğinde "Hayır" demeyi bilip, "Yanlış"ları söylediklerine değindi. Nail Olpak, özellikle kritik dönemlerde ortaya koydukları tavrın, doğru kararlar alınmasında etkili olduğuna işaret ederek, yanlışları söylemenin yanı sıra, doğruya ulaşabilmek için de, istişareyi hep önde tuttuklarını, vurguladı.

‘MÜSİAD İlklerin Uygulayıcısı Oldu’

Doğru ve güzel yapılan her işin, arkasında durup, teşekkür ettiklerini bildiren Olpak, “Türkiye'de, ekonominin ve ticaretin gelişmesinde, etkin rol oynadık. Kurulduğumuz günden beri, hür düşünceyi savunduk. Ülkemizin ekonomi politikalarının, dünya ekonomisiyle bütünleşmiş bir şekilde oluşturulmasına katkı sağladık. MÜSİAD, ilklerin uygulayıcısı oldu. Sosyal hayattan ekonomiye, ticaretten uluslararası politikaya kadar, geniş bir yelpazede, milletimize hizmet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Ticari itibara sahip üyelerinin ve entellektüel altyapılarını oluşturan raporlarının ​daima iftihar ettikleri 2 temel direkleri olduğuna dikkati çeken Olpak, "Şimdi, kibirden Allah'a sığınarak diyoruz ki, ilk çeyrek yüzyılımız, ahlak ve erdeme dayalı ekonomik zihniyet için bir geçiş süreciydi. İkinci 25 yılımız, ideal ekonomik zihniyet için yoğunlaşma dönemi olacaktır” dedi.

‘MÜSİAD’ın Gebze Kurucularından Biriyim’

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD), 25. Kuruluş Yıldönümü Özel kutlama Programı’nda yaptığı konuşmasında, kendisinin MÜSİAD'ın Gebze kurucularından olduğunu, o dönemde verilen emeklerin değere ve ürüne dönüşmesinin kendisini ne kadar mutlu ettiğini söyledi.

MÜSİAD'ın Türkiye'nin kalkınmasına verdiği destekten bahseden Işık, "MÜSİAD Anadolu'daki, kendi halindeki küçük ve orta işletmeleri, girişimcileri önce bir Türkiye vizyonu ile buluşturdu, sonra da bu girişimcilere bir küresel vizyon kazandırdı" dedi.

‘İslam Dünyasındaki En Büyük Problem Bölünmüşlük ve Parçalanmışlıktır’

İslam dünyasındaki en büyük problemin bölünmüşlük ve parçalanmışlık olduğunu dile getiren Işık, MÜSİAD'ın bunu özellikle kendi içerisindeki birlik, beraberlik, ahenk ve uyumla aştığını, bir yerde birlik ve beraberlik olması durumunda orada başarı ve bereket olduğunu belirtti.

Bakan Işık, Türkiye'nin son 13 yılda çok büyük bir başarı hikayesi yazdığını ifade ederek, artık Türkiye'nin karanlıklar ülkesi olmadığını, başarı hikayesini yazan aktörlerin başında da MÜSİAD'ın geldiğini ifade etti.

‘MÜSİAD Türkiye'nin Büyümesine Katkı Veriyor’

“Bazılarının hazıra alışmış anlayışını MÜSİAD hiç benimsemedi, Türkiye'nin büyümesine en fazla katkı veren Sivil Toplum Örgütleri'nin başında da MÜSİAD geliyor” diyen Işık, “Türkiye MÜSİAD'la, MÜSİAD Türkiye ile beraber büyüdü. Bugün Türkiye orta-yüksek gelir grubu ülkesi. Türkiye tam 50 yıl orta gelir grubunda kaldı, Güney Kore bunu 17 yılda aştı. Şimdi orta-yüksek gelir grubundan, yüksek gelir grubuna geçmemiz gerekiyor. Türkiye inşallah önümüzdeki süreçte, 7 Haziran ile başlayacak yeni süreçte yeni başarı hikayesinin altına imza atacak, bundan hiç tereddüt, kuşku duymuyorum. Bu yeni başarı hikayesinin mimarları, inanıyorum ki MÜSİAD'ın değerlerini benimsemiş, onlarla beraber hareket eden sanayicilerimiz, iş adamlarımız ve girişimcilerimiz olacak” diye konuştu.

Bakan Işık, yeni başarı hikayesi kapsamında katma değerli üretim ve bilgi ekonomisinin önemine dikkati çekerek, “Türkiye 2023 hedeflerini bilgi ekonomisi ile yakalayacak, Türk toplumu bilgi toplumu olacak, Türk ekonomisi de bilgi ekonomisi olacak” diyerek konuşmasını tamamladı.

‘MÜSİAD Yöneticileri 25 Yılın Yorgunluğunu Değil 250 Yılın Enerjisini Taşıyor’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cevahir Kongre Merkezi'ndeki Müstakil Sanayici ve İşadamlarıDerneği'nin (MÜSİAD) 25. kuruluş yıl dönümü programına katıldı. Başbakan Davutoğlu, MÜSİAD'ın 25 yılına bakıldığında çok ciddi gayretlerin ortaya konulduğunun görüldüğünü ancak ileriye doğru bakıldığında aslında daha başlangıç aşamasında olunduğunu belirtti. En çok heyecanlandığım hususun, kutlamanın yapıldığı salondaki MÜSİAD yöneticilerinin, 25 yılın yorgunluğunu değil önümüzdeki 250 yılın enerjisini taşıdığını belirten Davutoğlu, “Yine daha yakın dönemlere baktığımızda hep Türkiye'deki toplumsal dönüşümle ekonomik atılımlar arasında, dünyadaki dönüşümlerle birlikte bir irtibat olmuştur” dedi.

‘Müsiad Bir Zihniyetin Adıdır’

“MÜSİAD'la niye gurur duyuyoruz? Çünkü MÜSİAD bunu siyasal alanda da en vakur şekilde temsil etti” diyen Davutoğlu, “25 yıl içinde her türlü baskıyla karşı karşıya kalındı, özellikle 28 Şubat'ta. Ama MÜSİAD çizgisini hiç değiştirmedi. Küçük menfaatler ve hesaplar için siyasal alanla iş birliği yapabilmek adına o medeniyet çizgisi dediğimiz değerlere dayalı çizgiyi hiç terk etmedi” diye konuştu.

‘MÜSİAD Bir Dernek veya Hukuki Sistem İçindeki Bir Kurum Adı Değildir’

“Anadolu sermayesi, gücünü Anadolu'nun bereketinden, zihninden aldı” diyen Davutoğlu, “Gücünüz eğer buna dayanırsa emin olunuz MÜSİAD 250 yıl da sürer, 2 bin 500 yıl da sürer. MÜSİAD sadece bir dernek veya hukuki sistem içindeki bir kurum adı değildir. MÜSİAD, bir zihniyetin adıdır ve bu zihniyeti de şu ana kadar onurla tarih içinde temsil etmiştir. Devletten beslenerek ya da devleti kullanarak sermaye oluşturmaya çalışanlar, 28 Şubat'ta hani o beşli çete manzaralarını ve birçok şeyi hatırlarsınız, onlar o resmin içinde yer alırken MÜSİAD tarihi resim içinde milletin yanında yer aldı" ifadelerini kullandı. Davutoğlu, "Başka bazı yapılar iş adamları adına,Türkiye'deki her müspet harekete eleştiri getirirken, Türkiye'deki her vesayet çabasına ise meşruiyet kılıfı bulmaya çalışırken MÜSİAD hiçbir vesayetin, hiçbir darbenin, hiçbir örtülü ya da örtüsüz milli iradeyi dışlayan çabanın içinde yer almadı. Hep demokrasinin, özgürlüklerin ve kendi emeğiyle, alnının teriyle inşa edici bir iktisadi faaliyet içinde bulunan o geniş kitlelerin yanında yer aldı" diye konuştu.

‘12 Yılda Milli Gelir 600 Milyar Dolarlar Arttı’

Davutoğu, “Türkiye'ye bakınız. Tam da MÜSİAD'ın birtakım baskılara direndiği o günleri tekrar hatırlamanın vaktidir bugün. Türkiye 1990'da 200 milyar dolar civarında bir milli gelire sahipti. 2002 AK Parti iktidarı hükümeti devraldığında milli gelirimiz 230 milyar dolardı. Sadece 30 milyar dolarlık bir artış. Son 12 yılda ise 230 milyar dolarlardan 830 milyar dolarlara milli geliri taşımışsak, bunda siyasi kadroların, başta Cumhurbaşkanımızın dirayetli yönetimi olması yanında MÜSİAD gibi her türlü meydan okumaya, hesaplaşmaya, zorluğa göğüs germeye hazır bir iş adamları kitlesinin mevcudiyeti etkili olmuştur. En onur duyduğum çalışmalardan biri, MÜSİAD'ın oluşum sürecinde istişare kurullarında yer almış ve bu anlamda ilim adamı olarak katkıda bulunmuş olmamdır" dedi.

‘Türkiye'nin Son 12 Yılda Özgüven Devrimi Yaşandı’

Davutoğlu, ”2001-2002'de bütün öz güvenini kaybetmiş, psikolojik olarak büyük bir darbe yemiş, tabiri caizse dumura uğramış bir toplumdan 12 yılda her türlü hamleye hazır, her türlü meydan okumaya karşı dirençli yeni bir toplumsal psikoloji oluşmuşsa, bunun arkasındaki devrimin adı öz güven devrimidir. Bunu hepbirlikte yaptık. Bu sadece siyasal değil, ekonomik ve kültürel bir başarıdır. Önümüzdeki dönemde daha birçok yüzleşmelerle karşı karşıya geleceğiz. Bugünkü tarihi akışı doğru okumak ve geleceğin temelini bu tarihi akış üzerinde en sağlam bir şekilde atmak. Bu çerçevede MÜSİAD'ın 25 yılı başarılarla dolu altın bir çeyrek yüzyıldır. Türkiye'nin son 10-12 yılı başarılarla doludur. Bu başarıların taçlanabilmesi için mutlaka güven ve istikrarın sağlanması, iş dünyası ile siyaset ve ilim dünyası arasındaki bağların güçlenmesi şart”şeklinde konuştu.

‘Türkiye Ateş Çemberi İçerisindeki İstikrar Arasıdır’

“Türkiye için kaos senaryoları yapanlar çıkabilir” diyen Davutoğlu, ”Etrafımızda bir ateş çemberi var. Suriye, Irak, Lübnan, Libya, Ukrayna, Yemen. Ülkeler parçalanma riskleriyle karşı karşıya. Türkiye ise bütün bu ateş çemberi içinde bir istikrar adası. Demokrasisini sağlam bir şekilde sürdürüyor. Toplumsal gelişmesini özgürlükler temelinde güçlendiriyor ve ekonomik kalkınmasını da dünya ekonomisinin daralmasına ve krizlere rağmen sürdürebiliyor. Bunun arkasındaki temel saik, bütün bu ateş çemberinin ortasında bizi bir arada tutan o tarih mayasıdır. Bu mayayı güçlendireceğiz. Ekonomik anlamda kaos senaryoları çıkaranlar olabilir. Türkiye'de kaos senaryosunun olmasından memnun olacak çevreler olabilir içeride ve dışarıda. Ama gücünü Anadolu'dan ve Rumeli'den, sınırlarımızı genişletmeden büyüttüğümüz gönül coğrafyamızdan alanlar için bu kaos senaryosunun hiçbir karşılığı yoktur” ifadelerini kullandı.

‘Sanayi Üretimindeki 4,7’lik Büyüme Önemli Bir İşarettir’

Son ekonomik verilerin, dün açıklanan sanayi üretimi rakamlarındaki yüzde 4,7 ölçeğindeki büyümenin önemli bir işaret olduğunu ifade eden Davutoğlu, son 4 ay içinde otomobil satışlarındaki yüzde 57 artışın, ülkedeki hem üretimin hem de refahın daralan dünya ekonomisine rağmen sürdüğünü ortaya koyduğunu dile getirdi. Davutoğlu, Nisan ayındaki 532 milyon dolarlık borsa girişinin, dışarıdaki ekonomik daralmaya rağmen, dışarıdan Türkiye'ye gelen finansal akım bakımından dason derece önemli göstergeler olduğunu belirtti.

MÜSİAD'ı 25.yılında yeniden tebrik eden Davutoğlu, "25 yıl kurumsal tarih bakımından uzun gelebilir ama büyük tarihi yürüyüşümüz bakımından yeni 250 yılların, 2500 yılların habercisidir" dedi.

Konuşmasının ardından Davutoğlu'na ağaç dikim sertifikası ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MÜSİAD Başkanı Nail Olpak'la çektirdiği fotoğraf takdim edildi.

MÜSİAD hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.musiad.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

25. yaşı nedeniyle MÜSİAD'ı tebrik ediyor, haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Ankara’da Girişimcilik, Markalaşma ve Finansman Konuşuldu!

$
0
0

SmartsUnited, ODTÜ Girişimcilik Merkezi (ODTÜ GİMER) ve ODTÜ İşletme Bölümü iş birliğiyle gerçekleştirilen "Girişimcilik, Markalaşma ve Finansman Üzerine" panelinde girişimciler akılarına takılan tüm sorulara cevap bulabildi.

Girişimcilik ekosisteminin önündeki engeller nelerdir? Kamu, özel sektör ve üniversiteler bu engellerin ne kadarını kaldırdı? Girişimciler için ilk etapta erişilebilecek finansman kaynakları hangileridir? Bu kaynaklar yeterli midir? Yatırımcılardan gelen yatırımların etkili bir finansman kaynağı olabilmesi için girişimcilerin öncesinde farkında olması gerekenler nelerdir? Girişimciler en çok nerelerde kendilerini ve start-up'larını tanıtmalı? Girişimciler fikirlerini yatırımcılara anlatırken 3 veya 5 dakikalık pitch'lerde nelere dikkat etmeli? Kısa sürede iyi bir marka yaratmanın temel şartları nelerdir? Girişimciler ve KOBİ'ler dijital pazarlamada en çok hangi hataları yapıyor?

Ankara’da girişimcilerin tüm bu sorularına cevaplar bulabileceği fazlasıyla profesyonel ve samimi bir panel gerçekleştirildi. SmartsUnited, ODTÜ Girişimcilik Merkezi (ODTÜ GİMER) ve ODTÜ İşletme Bölümü iş birliğiyle gerçekleştirilen Girişimcilik, Markalaşma ve Finansman Üzerine paneli katılımcılardan tam not aldı. Moderatörlüğünü Kazım Yalçınoğlu’nun yaptığı panelde ODTÜ GİMER Başkanı Adil Oran, Dijital Pazarlama ve Marka Yönetimi Uzmanı Ömer Karapınar, Etkili Konuşma ve Liderlik konularında faaliyet gösteren Toastmasters Ankara Başkanı Levend Kalaç ile Finansman ve Maliyet Yönetimi Uzmanı Ümit Ünver yer aldı.

Panelde Adil Oran: “Türkiye’de eğitim sistemi girişimciliği teşvik eder nitelikte olmalı. Çocuklarımızı ilkokuldan başlayarak soru soran bireyler olarak yetiştirmezsek araştıran ve girişimci bir nesil oluşmaz” diyerek eğitimle girişimciliğin yakın ilişkisine değinirken Ümit Ünver: “Bugün 75 ülkeye ihracat yapan büyük işletmeler dahi etkili maliyet yönetimi yapamıyor. Çünkü bu şirketlerin büyük çoğunluğu ürün ağacını duymamış bile” diyerek Türkiye’deki maliyet yönetimi hatalarının altını çizdi. Levend Kalaç: “Başta girişimcilerin kendilerini ve iş fikirlerini oldukça profesyonel anlatmaya ihtiyacı var. Bu seviyeye ulaşmak imkansız değil. Bugün konuşmalarını severek dinlediğimiz pek çok insan bu yetenekleri düzenli prova ve eğitimlerle kazanmıştır” diyerek etkili konuşma yeteneğinin kişinin kendisini yetiştirerek kazanılabileceğini belirtti. Panel boyunca Markalaşma ve İtibar Yönetimini farklı örneklerle anlatan Ömer Karapınar ise: “Türkiye'de kullanılan "Kot" ismi aslında İzmir'de bu tür pantolonları üretmiş olan "Muhteşem Kot" adlı bir firmanın Kot Pantolonlarından geliyor. Bu markanın ürün adına dahi dönüşmesine rağmen neden şu anda pazarda olmadığı girişimciler için büyük bir derstir” örneğiyle başlayarak katılımcılara markalaşma yanında başarıya giden yoldaki diğer faktörlerden de bahsetti.

Girişimcilik, Markalaşma ve Finansman Üzerine paneli, panelist ve katılımcıların networking sohbetleri ve selfie’leriyle tamamla​​ndı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Çin'in En Büyük Yatırımcıları İstanbul'da Türk Firmaları ile Tanıştı!

$
0
0

İstanbul Hilton Bosphorus Hotel'de gerçekleştirilen “Şanghay – İstanbul İpek Yolu Ticaret ve Ekonomi Forumu”, Çin'in en büyük yatırımcıları ile Türk firmalarını bir araya getirdi.

Çin Hükümeti 21. Yüzyılın İpekyolu çalışması olarak “İpekyolu Ekonomik Kuşağı - One Belt, One Road” projesini 2,1 trilyonluk bir yatırım ile başlattı. 65 ülkeyi kapsayan projenin en büyük ayaklarından birini de Türkiye oluşturuyor. Bu kapsamda Çin’in Gayrisafi Milli Hasılasına 351 milyar dolar katkısı ile ilk sırada yer alan Şanghay’ın Belediye Başkanı Sayın Yang Xiong ve önderliğindeki İşadamları HeyetiTürkiye’de “Şanghay – İstanbul İpek Yolu Ticaret ve Ekonomi Forumu’nu” düzenledi. Çin ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerde öncülük eden China Homelife Turkey Fuarları ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu (DEİK) gerçekleştirilen forumda ev sahipliğini üstlendi.

Düzenlenen forumda, 23 Ekim 1989 tarihinde Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti arasında imzalanan “Ekonomik İş Birliği” anlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla; Şanghay Belediyesi ve DEİK arasında “Mutabakat Sözleşmesi” (MOU) imzalandı.

China Homelife Turkey Fuarı; Çin’in deniz ticaretini güçlendirmek adına başlatılan ve Dünyanın yüzde 63’üne ulaşılması hedeflenen “İpek yolu Ekonomik Kuşağı” projesinin Dünya çapındaki uygulayıcılardan biri olma ve Şanghay – İstanbul İpek yolu Ticaret ve Ekonomi Forumu’nun resmi platformu olma görevini üstlendi.

Hilton Bosphorus Hotel’de düzenlenen etkinliğe mühendislik, bilişim, inşaat, gayrimenkul, lojistik, sanayi, denizcilik, elektrik, enerji, mücevherat, tekstil, danışmanlık ve bitkisel yağ üretimi sektörlerinde faaliyet gösteren Çin’in önde gelen firma temsilcileri katılarak ikili görüşmeler ile yeni yatırımlar için imzalar atıldı.

Forumun açılış konuşmalarının ardından, 23 Ekim 1989 tarihinde Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti arasında imzalanan “Ekonomik İş Birliği” anlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla; Şanghay Ticaret ve Sanayi Odası ve DEİK arasındaki “Mutabakat Zaptı (MOU)”, Şanghay Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Wang Xinpei ve DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan tarafından imzalandı.

Şanghay Belediye Başkanı Yang Xiong, “İpek yolu Ekonomik Kuşağı - One Belt, One Road” ticari işbirliği forumu ve girişimciler toplantısına katılmaktan memnun olduğunu belirterek, Çin ve Türkiye’nin ekonomik iş birliği ile Şanghay-İstanbul dostluk ilişkilerinin geliştirilmesinin etkili bir şekilde desteklenmiş olacağını söyledi.  Şanghay’ın her zaman Türk iş adamlarının önemli bir durağı olduğunu belirten Xiong, Çin-Türkiye ticari hacminin her yıl beşte birinden fazlası, Şanghay’dan karşılandığını söyledi. Geçtiğimiz iki ayda iki ülkenin ticari hacminin yüzde 13,6 artarak 1 milyar doları geçtiğini belirten Xiong, karşılıklı yatırım iş birliği de büyük gelişme gösterdiğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti:“Bugüne kadar Türk şirketlerinin Şanghay’daki yatırım projeleri 100’ü aşmıştır. Türkiye’deki Şanghay firmalarının yürüttüğü proje sayısı ise 68’dir. Yapılan sözleşmelerin değeri 1 milyar 400 milyon dolarıdır. Özellikle Şanghay Elektrik firmasının ‘Hunutlu Entegre Termik Santrali’ projesi, bugüne kadar Şanghay, hatta tüm Çinli şirketlerin projeleri içinde en büyük yatırımlardan biridir.”

“İpek yolu Ekonomik Kuşağı - One Belt, One Road” inşasının gelişmesiyle, Şanghay-İstanbul ve Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinin daha sıkı hale geleceğini vurgulayan Xiong, projenin finansal pazarı genişletmesinin yanı sıra Şanghay ve Türkiye arasında kültürel bir köprü kurulacağını da belirtti.

DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye-Çin ekonomik ortaklığın güçlendirmesi için bu forumun önemli bir fırsat teşkil ettiğini söyledi. Avrupa'nın son 20 yılda dünyanın en büyük tek pazarı haline geldiğini belirten Vardan, küresel üretim ekseninin de batıdan doğuya, Asya - Pasifik Bölgesi'ne kaymakta olduğunu söyledi. Asya ve Avrupa arasında yeni taşımacılık koridorlarına ihtiyacının ortaya çıktığını belirten Vardan, tarihi İpek Yolu’nun yeniden canlandırılması ve bu güzergâh üzerinde bulunan ülkelerin küresel ekonomik sisteme entegrasyonuna ihtiyaç  doğduğunu söyledi. Vardan, “İpek Yolu’nun bir ucunda küresel ekonominin büyüme motoru Çin, diğer ucunda da dünyanın en büyük pazarı Avrupa Birliği varken, güzergâh üzerinde de G20 ekonomisi Türkiye var. Bölgesinin en büyük sanayi gücü olan Türkiye, Çin’den İtalya’ya uzanan geniş coğrafyada en büyük serbest piyasa ekonomisidir” dedi. İpek Yolu güzergâhının üzerinde bulunan ülkelerin küresel ekonomik sisteme entegrasyonunun güçleneceğini belirten Vardan, demiryolları ve otobanlar ile Pasifik Okyanusu, Akdeniz ve Karadeniz üzerinden Avrupa’ya bağlanacağını belirterek, yeniden refah ve istikrar yaratmaya başlayacağını söyledi. Türkiye’yi ziyaret eden Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in“Türkler ve Çinliler Tarihi Ortak Yazmış bir millet” sözüne atıfta bulunan Vardan, “Gelin, tekrar beraber tarih yazalım. Tarihi bu sefer Asya Steplerini demir yolları ile aşarak Avrupa’da, Afrika’da, Balkanlar’da, Kafkasya, Ortadoğu’da Lira ve Yuan’la yazalım” dedi.

Shanghay Belediyesi Ticaret Komisyonu Genel Direktörü Shang Yuying, Şanghay'ı  bir pencere gibi, Çin’i dünyaya açılan reformlardaki büyük başarılarının bir numunesini sergilemekte olduğunu söyledi. Şanghay'ın meşhur ve başarılı üniversiteleri, teknolojik innovasyon aktiviteleri, uluslararası film ve sanat festivaller, moda haftası ve büyük markaların kültürel aktivitelerinin uluslararası etkisinın artmakta olduğunu belirten Yuying, Şanghaylı firmaların İpek Yolu ülkelerinde pazarlama bağlantıları için teşvik edeceklerini söyledi. İpek Yolu ülkeleri ve bölgelerinin de Şanghay’da ihraç malları için bir merkez kurmalarını ümit ettiklerini söyleyen Yuying, karşılıklı olarak ticari fuarları ve toplantıları destekleyerek, ticaret ölçeğini genişletmek için çalışacaklarını vurguladı.

DEİK Türkiye - Çin İş Konseyi Başkan Yardımcısı Necati Abacıoğlu,Çin ile ticari ilişkilerin ithalat ağırlıklı bir gelişim sergilediğini söyledi. 2014 yılı itibari ile 24.6 milyar dolara ulaşan ticaret hacmiyle Çin’in, Türkiye’nin en önemli ticaret ortaklarından biri hâline geldiğini söyleyen Abacıoğlu, yatırım faaliyetlerinde Çinli firmalara yardım etmek amacı ile bu forumda olduğunu belirtti. Çin’in Dünya ekonomisine yön verdiğini belirten Abacıoğlu, Çin’in ağırlığını daha derinden hissettirdiğini vurgulayarak, 2011 yılında yürürlüğe koyduğu 12. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın da etkisiyle yabancı yatırımlara daha çok açıldığını söyledi. Türk firmalarının Çin’de daha fazla iş ve yatırım yapması için önemli fırsatların bulunduğunu belirten Abacıoğlu, forumun Türkiye’nin Çin ile ikili ekonomik ilişkilerinin gelişmesine olumlu katkı sağlamasını dilediğini söyledi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Uluslararası Kariyer ve Girişimcilik Festivali NewCo Türkiye'de!

$
0
0

Genç girişimcileri, üniversite öğrencilerini, yeni mezunları ve yeni bir kariyer arayışında olanları, 10 Haziran’da sıra dışı bir etkinlik bekliyor. Dört sene önce Silikon Vadisi‘nde başlayan ve New York, Detroit, Las Vegas gibi Amerika şehirlerinden Avrupa’nın Londra, Barcelona gibi şehirlerine yayılan NewCo Festivali, 10 Haziran’da İstanbul‘da hayata geçiyor.

Duyurulduğu ilk günden bu yana gerçekleştiği tüm ülkelerde büyük ilgi çeken NewCo Festivali; bugünün kariyer ve girişimcilik anlayışına farklı bir bakış açısı getiriyor. Markaların hikâyelerini, gelişim süreçlerini ve felsefelerini, konferans salonlarında değil, şirketlerin çalışma ortamlarında deneyimleme fikrinden yola çıkan NewCo, genç girişimcilere, üniversite öğrencilerine, yeni mezunlara ve kariyer değişikliği düşünenlere kolay kolay ele geçmeyecek bir fırsat sunuyor.

50 farklı markanın ev sahipliği yapacağı NewCo Türkiye festivaline katılanlar, yakından tanımak istedikleri markaların ofislerini ziyaret etme, şirket CEO’ları ile tanışma ve merak ettikleri kariyer hikâyelerini kurucularından dinleme imkânı bulacak.

Daha önce San Francisco, New York, Amsterdam, Londra gibi dünyada onlarca büyük şehirde gerçekleştirilen NewCo, 10 Haziran 2015’te ilk Türkiye’de olacak.

NewCo Türkiye Genel Koordinatörü Timur Çataklı, festivalle ilgili yaptığı açıklamada şöyle dedi; “NewCo Festivali’ni İstanbul’a getirmek bizim için çok heyecan verici. Genç girişimcilere, üniversite öğrencilerine, yeni mezunlara ve yeni bir kariyer arayışında olanlara hayatlarında önlerine kolay kolay çıkmayacak bir fırsat sunuyor olacağız. Bu nedenle de özellikle İstanbul dışından festivale çok yoğun bir talep var. Ev sahibi markalarla ilgilenen herkesi davet ediyoruz ve durumlarına göre de öz geçmişlerinizi yanınızda getirmeyi unutmayın diyoruz, katılımcıların karşısına sıra dışı fırsatlar çıkabilir.”

ist.newco.co sitesi üzerinden başvurulabilen festival çerçevesinde, 50 farklı şirket, 10 Haziran 2015 günü takvimde gösterilen saatlerde“1 Saatliğine” kapılarını festival katılımcılarına açacak. Her marka, kendi saat diliminde farklı etkinliklere ev sahipliği yapacak.

NewCo Festivali’ne Ev sahipliği Yapacak Şirketler

3Dörtgen, Bankalararası Kart Merkezi, BiTaksi, BlaBlaCar, Dekatlon Buzz, Dora Telekomünikasyon, FIT Solutions, Ford Otosan, Galata Business Angels, Garanti Bankası, GittiGidiyor, Havas, Hürriyet, Ideasoft, ITU ARI Teknokent, iyzico, Kariyer.net, Logo Business Solutions, Markafoni, Mentornity, mobilike, Mobven, Monitise, Mutlu Mikrop, n11.com, Netmarble Turkey, Paraşüt, Pharos Digital, Project House, Promoqube, Riot Games Türkiye, Shopi go, Sociomantic Labs, Superonline, Tasit.com, tmob, TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu, Türk Ekonomi Bankası, Türk Hava Yolları, Uber, Userspots, Vestel LED Aydınlatma, Vestel Teknoloji Çözümleri, Vodafone, Volt, Webrazzi, Yemeksepeti ve Zomato.

Festival Biletini Kolayca Alın

NewCo İstanbul'un etkinlik takvimini ist.newco.co web adresi üzerinden inceleyerek, katılmak istediğiniz etkinlikleri belirleyebiliyorsunuz. Sayfanın üst tarafında kırmızı olarak taranmış “Biletinizi Alın” linkine tıklayarak, katılmayı planladığınız etkinliklere göre size en uygun olan bileti seçtikten sonra, “Kayıt ol” (Register) linki ile kayıt formuna ulaşabilirsiniz.

Kayıt formunu doldurduktan sonra, ajandanızı oluşturmak için kayıt takvimine yönlendiriliyorsunuz. Satın almış olduğunuz bilet seçeneklerinize uygun şekilde etkinlik kayıtlarınızı gerçekleştirebilirsiniz.

Unutmayın, Kariyer ve Girişimcilik Festivali NewCo,10 Haziran 2015 Çarşamba günü İstanbul‘da ilk kez gerçekleştirilecek.

NewCo Festivali hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz ist.newco.co web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi genç girişimci, üniversite öğrencisi veya yeni mezun okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TÜRKONFED: Barışalım, Yüzde 50 Daha Fazla Büyüyelim!

$
0
0

Türk Girişim İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Onatça, barış sürecinin olumlu tamamlanmasıyla Türkiye ekonomisinin yüzde 50 daha fazla büyüyeceğini söyledi. Onatça, kişi başına düşen millî geliri bir kentinde 17 bin dolar diğerinde 4 bin dolar olan bir ülkede Orta Gelir Tuzağı’ndan çıkılamayacağı gibi ne gerçek bir demokrasiye ne de huzura kavuşulabileceğini kaydetti.

TÜRKONFED’in Hollanda Büyükelçiliği işbirliğiyle gerçekleştirdiği “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Girişimciler İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi” kapsamındaki seri etkinlik bu kez Ağrı’da yapıldı. Ağrı Valisi Musa Işın, Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık ve çok sayıda bölge iş dünyası temsilcisinin katıldığı toplantının açılışında konuşan TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça, bölgelerarası gelir farklılıklarını azaltmayan Türkiye’nin arzu edilen büyümeyi sağlayamadığı gibi huzur bulmakta da güçlük yaşayacağını söyledi.

Barışa Tarafsız

Türkiye’nin en etkin tarafsız iş dünyası sivil toplum kuruluşu olarak taraf oldukları konular arasında ‘Barış Süreci’nin geldiğine vurgu yapan Onatça, “Doğu ve Güneydoğu’muzdaki düşük gelirli kentlerimizin çıkışını 3 adımla sağlayabilmenin mümkün olduğunu düşünüyorum. İlk adım bu bölgelerimize olan önyargının giderilmesi. Batı’nın Doğu’ya, insanına bakış zaviyesi değişmeli. İkinci adım sağlıklı, sürdürülebilir bir barış süreci... Son adım da başta ulaşım olmak üzere yatırım altyapısının tamamlanması. Bu 3 önemli adımı atan Türkiye’nin yılda yüzde 1,5 fazladan büyüyeceği hesap ediliyor. Yüzde 3’ler seviyesinde büyüyen Türkiye’de bu durumun yüzde 50 daha fazla büyüme anlamına geldiğini, bunun da çok kıymetli bir değer olacağını gözden kaçırmamak gerekiyor” dedi.

Teşvikte 7’inci Bölge Önerisi

6 bölgeye ayrılan teşvik sistemiyle Doğu ve Güneydoğu’da arzu edilen yatırımın gerçekleşmediğinin görüldüğünü hatırlatan Onatça, “Teşvik enstrümanlarından en çok Ağrı’nın da bulunduğu gelir düzeyi düşük kentlerimiz yararlanıyor. Kâğıt üzerindeki bu düzenlemenin uygulamadaki durumunu iyi irdelemek gerekiyor. Şunu hemen belirtmek gerekiyor ki, teşviklerden büyük pasta yani daha çok yatırım daha az teşviklendirilen birinci ve ikinci bölgeye gitti. Ordu ya da Osmaniye teşvikte 5’inci bölgede yer alıyor. Ancak, yatırımı OSB’lerinde yaparsanız 6’ncı bölgenin teşvik imkânlarından yararlanıyorsunuz. Peki, soruyorum: Siz yatırımcısınız, aynı teşvik imkânından yararlanacaksanız, yatırımı Osmaniye’de mi, Şırnak’ta mı yaparsınız? Ordu’da mı yaparsınız, Ağrı’da mı? Teşvik sisteminin yeniden ele alınması gerekiyor. Sektörel ve kent, hatta ilçe bazında yeni bir teşvik modeline ihtiyaç duyulduğu aşikâr. Bu çerçevede Ağrı ve en düşük gelire sahip 10 kentimiz için belki daha fazla teşvik imkânlarının sunulduğu bir 7’inci bölge teşviklerine ihtiyacımız var diye düşünüyorum” diye konuştu.

Serhat Sanayici ve İş Dünyası Federasyonu (SERHATSİFED) Başkanı Memet Akbaş da bölgeye Batı iş dünyasının ilgi göstermesini beklediklerini söyledi. TÜRKONFED ve TÜSİAD’ın gerçekleştirdiği Bölgelerarası Girişim Projesi’nden (BORGİP) bölgenin yararlanması için çaba sarf edeceklerini belirten Akbaş, bölgeye olan önyargının daha fazla iletişimle sağlanabileceğini söyledi. Toplantıda TÜRKONFED Ekonomik Araştırmalar Bölüm Sorumlusu Zuhal Özbay, ‘Türkiye’de ve TRA2 Bölgesi’nde Kurumsal Sosyal Sorumluluk Deneyimleri’, Serhat Kalkınma Ajansı Ağrı Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü Ceren Kuğra, ‘TRA2 Bölgesinde Yatırım Destekleri’ konusunda sunum yaptı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Bursa, 5 Gün Boyunca İnovasyon, Tasarım ve Ar-Ge'yi Konuşacak

$
0
0

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), kente değer katan projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Bursa’yı inovasyonun, tasarımın ve modanın merkezi yapmak için harekete geçen BTSO, 27-31 Mayıs tarihleri arasında‘İnovasyon ve Tasarım Buluşmaları’nı gerçekleştirecek.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, dünyada şehirler ve ülkeler arasında çetin bir rekabetin yaşandığını ifade etti. Türkiye’nin küresel rekabetin en önemli göstergelerinden biri olan Küresel İnovasyon Endeksi sıralamasında son 2 yılda 20 basamak birden yükseldiğine dikkat çeken Burkay, “Ancak hala 143 ülke arasında 54’üncü sıradayız. Dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer almak istiyorsak, firmalarımızın, sektörlerimizin, kentimizin ve ülkemizin rekabet gücünü artırmak, ekonomik kalkınmayı sürdürülebilir hale getirmek zorundayız” dedi.

“İnovasyon Bir Kültür Haline Gelmeli”

Üretimin, tarihin ve kültürün başkenti Bursa’ya Ar-Ge, İnovasyon ve Tasarım desteği ile cazibe merkezi kimliği kazandırmayı hedeflediklerini anlatan İbrahim Burkay, bu kapsamda İnovasyon ve Tasarım Buluşmaları’nı gerçekleştirdiklerini açıkladı. Başkan Burkay, şunları kaydetti:“İnovasyonun, toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenmesi ve bir kültür haline gelmesi gerekiyor. Daha önce bu çalışmalar, profesyoneller nezdinde yürütülüyordu. Bursa İnovasyon ve Tasarım Buluşmaları, sanayicimizi, akademisyenlerimizi, girişimcilerimizi ve Bursa’daki tüm paydaşlarımızı bir araya getirerek, tasarım ve inovasyonun bir kültür olarak benimsenmesini sağlayacak önemli bir platform olacak. Toplumun tüm katmanlarının içerisinde olduğu bir platform oluşturduk. Bursa, 5 gün boyunca Ar-Ge’yi, inovasyonu, tasarımı ve modayı konuşacak.”

Bursa İnovasyon ve Tasarım Buluşmaları'nda, tasarım yarışmalarından, otomotiv ve tekstil sektörlerinde gerçekleştirilen Ar-Ge proje pazarlarına, animasyon festivalinden tasarım zirvesine, ünlü modacıların sergilerinden Ev&Stil Fuarı’na kadar birçok etkinlik gerçekleştirilecek.

Unutmayın, "Bursa İnovasyon ve Tasarım Buluşmaları"27-31 Mayıs 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Bursa İnovasyon ve Tasarım Buluşmaları hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.inovasyonvetasarimbulusmalari.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Hello Tomorrow, Paris Öncesinde 15 Mayıs'ta İstanbul'da!

$
0
0

Hello Tomorrow, Paris'te düzenleyeceği büyük konferansın öncesinde İstanbul'da da bir etkinlik düzenliyor. Katılımın ücretsiz olacağı Hello Tomorrow Innovation Talks etkinliği 15 Mayıs Cuma günü 18:00'da Fransız Sarayı'nda gerçekleştirilecek.

Etkinlikte Fransa İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach, Air Liquide Türkiye Genel Müdürü Jerome Christin, İTÜ Teknokentİş Geliştirme Direktörü Arzu Eryılmaz,Özyeğin Üniversitesi'nden Türk Edison olarak bilinen Doç. Dr. Mehmet Arık, Michelin Türkiyeİletişim Müdürü Banu Efe, Engie (GDF Süez)HR Business Partneri Elif Öztürk, Hello Tomorrow İstanbul Temsilcisi Hasan Türk ve girişimciler Ayşe Oren, Mete Öztürk, Özlem Durmaz İncel konuşmacı olarak yer alacak.

Etkinlikte inovasyon, akademik girişimcilik, teknokent etkisi, geleneksel sektörlerin dönüşümü ve yeni ekonomi gibi konuların yanı sıra Hello Tomorrow Challenge'ta ilk 30'a kalan projelerin tanıtımı ile 25-26 Haziran'da Paris'te düzenlenecek olan Hello Tomorrow Conference'in lansmanı yapılacak.

Hello Tomorrow Challenge 2015'te ilk 30'a kalan projelerden bazıları:

  • Şifreleri, kartları, imzaları ortadan kaldıran giyilebilir biyometrik ödeme sistemi - İsviçre
  • Uzun menzilli ağır yükler taşıyabilen insansız kargo uçağı - Bulgaristan
  • Atomları 3 boyutlu olarak görüntüleyebilen ilk atom mikroskobu - Avustralya
  • Toplu taşımayı sabit rotalardan çıkarıp akıllı bir şekilde ihtiyaca göre yöneten mobil sistem - Fransa
  • Sık görülen dört cinsel hastalığın (frengi, bel soğukluğu, trikomoniyaz, chlamydia psittaci enfeksiyonu) hızlı ve acısız teşhisi için tasarlanan akıllı yüzük - Peru
  • Güneşi takip eden ve güneş ışığını aynalarıyla eve yansıtan, kendi enerjisini de güneşten alan robot Lucy - İtalya
  • Sanatçıların bir dakikada özgün ve yüksek kalitede eserler üretebilmeleri için tasarlanan uygulama - İrlanda

İlk 30'a kalan projelerin tamamına www.hello-tomorrow.org/semifinalists web adresinden ulaşabilirsiniz.

Yarışmanın finalinin yapılacağı Paris Konferansı'nda NASA CTO'su David Miller, Watson (IBM) CTO'su Robert High, Airbus CTO'su Jean Botti, Techcrunch Genel Yayın Yönetmeni Mike Butcher, Hyperloop CEO'su Dirk Ahlborn gibi uluslararası 70 konuşmacı, 300 start-up, 100 yatırımcı ve toplamda 2500 katılımcı yer alacak. Paris'te yapılacak olan Yatırımcı gününe katılmak isteyen yatırımcılar biletlerini buradan satın alabilirler.

Unutmayın, Hello Tomorrow Innovation Talks etkinliği 15 Mayıs Cuma günü 18:00'da Fransız Sarayı'nda gerçekleşecek. Ücretsiz olarak gerçekleştirilecek etkinliğin dili ise İngilizce olacak.

İstanbul'da düzenlenecek olan Hello Tomorrow Innovation Talks etkinliği hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.hello-tomorrow.org web adresini ziyaret edebilir, kayıt işlemlerini ise buradan gerçekleştirebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Kuluçka Merkezi ile 4 Projeye 2 Milyon TL'lik Yatırım Desteği!

$
0
0

GD Holding, 2.2 milyon TL’lik yatırımla hayata geçirdiği Kuluçka Merkezi aracılığıyla 4 projeye 2 milyon TL’lik yatırım desteği verecek.

Bir seri girişimci misyonuyla İnsan kaynakları, telekom, internet, bilişim, e-ticaret sektörlerine eleman.net, dersverir.com, serieleman.com, TRCRM markalarını kazandıran GD Holding, 2.2 milyon TL’lik yatırımla hayata geçirdiği Kuluçka Merkezi aracılığıyla internetten Türkiye’nin yeni markalarını yaratmayı sürdürüyor. Merkezde yarım milyon TL’lik yatırım desteği ile çalışanları internet üzerinden takip etmeyi sağlayan “Mobil Takip” projesini, 1 milyon TL’lik yatırım desteğiyle de sadece satış odaklı sosyal paylaşım platformu olan“Çek Sat” projesini hayata geçiren Holding, bu senenin sonuna kadar 4 adet projeye 2 milyon TL’lik yatırım desteği sunmayı planlıyor

Bilişim sektörünün yeni markası GD Holding’in başarı hikâyesinin arkasındaki isim olan Gökhan Duyarlar’ın bir seri girişimci misyonuyla 2.2 milyon TL’lik yatırımla geliştirdiği“Kuluçka Merkezi”, hayata geçirdiği projeler aracılığıyla gelişimini sürdürüyor. Melek Yatırımcı tanımını tümüyle değiştiren bir yaklaşım sunan “Kuluçka Merkezi”nin olgunlaşan ilk projeleri çalışanları internet üzerinden takip etmeyi sağlayan“Mobil Takip”, sadece satış odaklı sosyal paylaşım platformu olan “Çek Sat” projeleri oldu. GD Holding’in marketing, yazılım, donanım, operasyon, lojistik, hukuk, vergi, muhasebe, ve PR hizmetinden faydalanılarak, geliştirilen projelerin olgunlaşma süresi boyunca girişimcilerin GD Holding’in bir çalışanı gibi Holding’den maaş alması, Kuluçka Merkezi’ni melek yatırımcı tanımından farklılaştıran en önemli etken.

GD Holding olarak İnsan kaynakları, telekom, internet, bilişim, e-ticaret sektörlerine eleman.net, dersverir.com, serieleman.com, TRCRM markalarını kazandırarak, bir seri girişimci misyonuyla gerçekleştirdikleri yatırımlara, melek yatırımcı tanımını tümüyle değiştiren bir yaklaşım sunan “Kuluçka Merkezi”ni de eklediklerini ifade eden GD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Duyarlar, merkezin girişimcilere sunduğu fırsatlar ve geliştirilen projeler hakkında şu bilgileri verdi:

“İnternetten Türkiye’nin yeni markalarını yaratmak hedefiyle, kurduğumuz “Kuluçka Merkezi” ile, çeşitli nedenlerden ötürü projesini hayata geçiremeyen girişimcilerin projelerini geliştirebilmeleri için marketing, yazılım, donanım, operasyon, lojistik, hukuk, vergi, muhasebe, ve PR gibi her türlü alt yapı hizmetini sunarken, girişimcilerin en çok zorlandıkları konu olan risk yönetimini de üstleniyoruz. Bu kapsamda melek yatırımcılıktan farklı olarak projelere yatırımcı aramıyor, projelerin yatırımcısı oluyoruz. Girişimcilerimiz de holdingimizin çalışanı gibi bizden maaş alarak projelerini geliştirebiliyor. “

Merkezin şu aşamada 60 kişilik bir kontenjanı olduğunu, projeler geldikçe bu sayıyı artırmayı planladıklarını vurgulayan Duyarlar, “Çok sayıda girişimciyle kontak halindeyiz. Merkezde şu anda 4 adet proje üzerinde çalışılıyor. Bütün bu projelere yaklaşık 2 milyon TL yatırım desteği sunmayı hedefliyoruz.”

Duyarlar, “Kuluçka Merkezi”nde olgunlaşan projeler hakkında şu bilgileri paylaştı: "Yarım milyon TL’lik yatırım desteği ile geliştirilen ilk projemiz, mobil takip projesi. Bugüne kadar özellikle sahada çalışanların takibi ve iletişimi noktasında geliştirilen projelerden farklı bir proje geliştirdik. Mobil takip aracılığıyla cep telefonları ve tabletlere indirilen bir uygulama ile çalışanların nerede olduğunu görebiliyoruz. Proje ile sahada çalışanların zaman ve emek kaybını ortadan kaldırmayı hedefledik. Özellikle büyük şehirlerde yaşanan trafik kaosu, saha çalışanlarını olumsuz etkiliyor. Mobil takip ile çalışanlar kendi aralarında lokasyona göre iş bölümü yapabilme fırsatı yakalayabiliyorlar. Bunu gerçekleştirdiğimiz saha analizlerinde okuyabiliyoruz.

Merkezde henüz olgunlaşma aşamasında olan “Çek Sat” projesinin önümüzdeki dönemde hayata geçirilmesine yönelik çalışmalarımız sürüyor. Proje, kullanıcıların satışa sunmak istedikleri her şeyi, fotoğrafını çekerek anında internetten satışa sunmalarını sağlayacak bir proje. Kullanıcılar, tıpkı fotoğraf ve video paylaşım sitesi İnstagram gibi, cep telefonu ve tabletlere indirilen bir uygulama aracılığıyla satışa sunmak istedikleri her şeyi bu platformda sosyal medya ile paylaşabilecekler. Uygulama aracılığıyla tüm paylaşımlar facebook, twitter gibi sosyal ağlarda aynı anda yayınlanabilecek. Yine Kuluçka Merkezi’nde, uluslararasi ölçekte 2 projemizi de hayata geçirme noktasinda ilerliyoruz. Bu projeler olgunlaştığında detaylı olarak paylaşacağiz."

Haberimizi projesi olup yatırım bekleyen girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

6. Betonik Fikirler Proje Tasarım Yarışması'nın Ödülleri Verildi!

$
0
0

Türkiye’nin lider yapı malzemeleri şirketi Akçansa tarafından üniversite öğrencilerini yaşadıkları şehirleri kendi sürdürülebilir fikirleriyle dönüştürmeye teşvik etmek için bu yıl altıncı kez düzenlenen Betonik Fikirler Proje Yarışması’nın sonuçları, 12 Mayıs Salı günü Sabancı Center’da düzenlenen ödül töreninde açıklandı.

Türkiye’nin lider yapı malzemeleri şirketi Akçansatarafından bu yıl altıncısı düzenlenenBetonik Fikirler Proje Tasarım Yarışması’nın ödül töreni, Sabancı Center’da gerçekleştirildi. ‘Değişim Senin Fikrinle Başlasın’ temasıyla düzenlenen yarışmaya 44’ü aşkın üniversiteden toplam 316 öğrenci katılırken, yarışmanın birincisi Grup Buy Beton oldu. İkinciliği Grup Alfa Kimlik alırken, Grup Betonarge'de yarışmayı üçüncü olarak tamamladı.

Törene, Sabancı HoldingÇimento Grup Başkanı ve Akçansa Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Gürdal, Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu ve Akçansa İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hakan Timur’un yanı sıra Betonik Fikirler Proje Yarışması jüri üyeleri ve finale kalan öğrenciler katıldı.

Betonik Fikirler Proje Yarışması Ödül Töreni’nde, geçen yıl yarışmada birinci olan Enerjik Beton adlı proje de konuklara tanıtıldı.

Betonik Fikirler, 2015’te 44’ü Aşkın Üniversiteden 316 Öğrencinin Katılımıyla Rekor Kırdı

Bu yıl da tüm Türkiye’den üniversite öğrencilerinin katılımına açık olarak düzenlenen yarışmaya, 44’ü aşkın üniversitenin 41 farklı bölümünden 316 öğrenci başvurdu. Gruplar halinde yarışan öğrenciler, bu yılki ana tema gereğince, yaşadıkları şehirleri kendi sürdürülebilir fikirleriyle dönüştürebilecekleri projeler geliştirdi. Yarışmaya sunulan projeler, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Ali Taşdemir, Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi Direktörü Dr. T. Cüneyt Evirgen, Marka Danışmanı Temel Aksoy ve Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu tarafından değerlendirildi.

Betonik Fikirler’in Birincisi Grup Buy Beton, Akçansa’da Staj Yapacak

Jüri değerlendirmesi sonucunda 6. Betonik Fikirler Yarışması’nın birincisi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilerinin birlikte oluşturduğu Grup Buy Beton oldu.

İkinciliği Erciyes Üniversitesi’nden Grup Alfa Kimlik alırken, İstanbul Teknik Üniversitesiöğrencilerinden oluşan Grup Betonarge yarışmayı üçüncü olarak tamamladı.

Grup Buy Betonüyeleri, hem birer iPad hem de Türkiye’nin lider yapı malzemeleri şirketi Akçansa’da staj imkânı kazandılar. Ayrıca HeidelbergCement Almanya tesislerine bir teknik ziyaret gerçekleştirme şansını elde ettiler. 2. ve 3. gruplara ise iPad mini hediye edildi.

Gürdal: “Bilginin Yeniden Egemen Olduğu Günümüzde Gençlere Büyük Rol Düşüyor”

Sabancı HoldingÇimento Grup Başkanı ve Akçansa Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Gürdal, ödül töreninde yaptığı konuşmada, bilginin yeniden egemen olduğu yeni düzende, gençlere büyük rol düştüğünü söyledi. Gürdal, “Günümüzde teknoloji hakimiyeti ve gelişmiş üretim yeteneği yeniden ön plana çıktı. Eğitimde sağlanabilecek pozitif gelişmeler üniversitelerin bilgi paylaşım yeteneklerini ve stratejilerini belirlerlerken, sürdürülebilir bir gelecek için de çevre bilincinin yaygınlaşmasında önemli bir rol olmaya başladı. Tam bu noktada, geleceğimizi emanet edeceğimiz genç yetenekleri çok önemsiyor, onların fikirlerini ve yaratıcılıklarını destekliyoruz. Bunun en güzel örneği olan Betonik Fikirler Proje Yarışması’yla Akçansa, her yıl yıl gençlerimize ve sektörümüze katkı sağlamaya devam edecektir” dedi.

Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu ise “Betonik Fikirler Proje Yarışması her yıl çığ gibi artan bir ilgiyle gerçekleşiyor. Bu yıl yarışmamıza 44’ü aşkın üniveersiteden 316 öğrenci katıldı. Bu ilgi bize gösteriyor ki, ‘Y’ kuşağı diye tanımladığımız gençler; fikrine önem verilmesini isteyen, girdiği ortamda eksiklik ve aksaklıkları hemen fark eden, dünyanın geleceği için endişelenen ve bunu düzeltmek için istek duyan kişilerden oluşuyor. Dolayısıyla biz Akçansa olarak, onları geleceğin liderleri, geleceğin yetenekleri ve geleceğin Akçansa’lıları olarak görüyor, yanımızda olmalarını istiyoruz. Betonik Fikirler Proje Yarışması da hem gençlerin seslerini duyurmalarına vesile oluyor hem de bizim aradığımız genç ve yetenekli bireyleri karşımıza çıkarıyor” diye konuştu.

‘Her Adımda Elektrik Üreten’ Enerjik Beton

5. Betonik Fikirler Proje Yarışması’nda birinci olan Smartcem adlı proje de bu yılki ödül töreninde yer aldı. ‘Enerjik Beton’ olarak da adlandırılan proje, atılan her adımda elektrik üretiyor. Basıncın elektrik enerjisine dönüştürülmesiyle yüzde 100 enerji tasarrufu sağlanıyor.

Betonu enerji üretim sürecine entegre eden Smartcem projesi, piezoelektrik materyalinin basınçla birleşmesi halinde elektrik enerjisi açığa çıkarmasına odaklanıyor. Böylece gün boyu atılan adımlar, elektrik enerjisine dönüştürülerek aydınlatmada kullanılabiliyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Borsa İstanbul Van'daki Girişimcilere ve Yatırımcılara Özel Pazar'ı Anlattı

$
0
0

Borsa İstanbul, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ile yaptığı işbirliği çerçevesinde Van’da gerçekleştirilen toplantıda, bölgedeki girişimcilere ve yatırımcılara Özel Pazar’ı tanıttı. Borsa İstanbul Özel Pazar Müdürü Recep Bildik, girişimcilerin sermayeye erişimine ve Borsa İstanbul’un bu alandaki faaliyetlerine dikkat çekti.

Matra Fonu ile yürütülen “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Girişimciler İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi"nin Bitlis, Hakkari, Muş ve Van’dan oluşan TRB2 Bölgesi için düzenlenen toplantısı Van’da yapıldı. Toplantıya Doğu Sanayii ve İş Dünyası Federasyonu (DOĞUSİFED)üyelerinin dahil olduğu yaklaşık 80 girişimci katıldı.

Açılış konuşmalarının ardından TÜRKONFED Genel Sekreteri Arda Batu’nun moderatörlüğünde “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Mümkün mü?” başlıklı bir panel düzenlendi. Burada konuşan Borsa İstanbul Özel Pazar Müdürü Dr. Recep Bildik, girişimcilik ve girişimcilerin sermayeye erişiminden bahsetti. Borsa İstanbul’un bu alandaki faaliyetlerini anlatan Bildik, şirketlere halka açılmadan finansman bulma, payını satmak isteyen şirket ortaklarına likidite sağlama, yatırımcılara ise hem yeni yatırım seçenekleri hem de yatırımlarını likide edebilme imkânı sunan Borsa İstanbul Özel Pazar hakkında bilgi verdi.

Panele Dr. Bildik’in yanı sıra Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği Genel Koordinatörü Feride Doğan, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansıİzleme ve Değerlendirme Birim Başkanı Mehmet Emin Çakay, TÜSİAD Bölgesel Kalkınma Politikaları ve İş Dünyası Kuruluşları ile İlişkiler Kıdemli Bölüm Sorumlusu Ceren Aydın Ergün, Doğu Madenciler Derneği Başkanı Müslüm Erbay da katıldı.

Toplantının açılış konuşmalarını ise DOĞUSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Suat Çiftçi, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Halit Yakut, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban ve Van Valisiİbrahim Taşyapan gerçekleştirdi.

17 Kasım 2014’te Özel Pazar platformunu hayata geçiren Borsa İstanbul, TÜRKONFED’le birlikte 25 Şubat 2015’te bir işbirliği anlaşması imzalamıştı. Bu kapsamda Borsa İstanbul, Doğu ve Güney Doğu bölgelerindeki şehirlerde girişimcilerin davet edileceği bilgilendirme toplantılarında TÜRKONFED’e destek vererekÖzel Pazar’ın girişimcilere ve yatırımcılara yönelik imkanlarını tanıtıyor.

Borsa İstanbul Özel Pazar hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.bistozelpazar.com  web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi Doğu ve Güney Doğu bölgelerindeki girişimci ve yatırımcı okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 2581 articles
Browse latest View live